Monday, March 9, 2009

Bayram Tatil Yerleri

Kurban bayramı tatili dolayısıyla sizin için seçtiğimiz günübirlik veya kısa tatiller, etkinlikler;

Ağva : İstanbul’a 100 km. mesafede bulunan Ağva, yeşilin bin bir tonu içerisinde sakin bir tatil yapmak isteyenlere özel, birbirinden güzel otelleri ile konuklarını ağırlıyor. Muhteşem doğası, kumsalı, denizi, yürüyüş alanları ile özellikle son bir yıldır otel ve pansiyon bakımından oldukça gelişen Ağva, 20’ye yakın tesis ve birçok pansiyonuyla ziyaretçilerini karşılıyor. Ağva hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın

Assos : Masmavi deniz , cenneti anımsatan doğası... Bunu, Assos yolculuğunuzun sadece küçük bir parçası olarak hayal edin. Bir de gezdiğiniz yerleri, göreceğiniz tarihi, modern yaşamın kaosundan uzak sessiz geçireceğiniz günleri ve unutamayacağınız bir tatili düşünün. Assos sizi bekliyor. Assos hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın

Göcek : Akdeniz’in güneybatısındaki şirin bir belde; Göcek. Mavi yolculukların gözde mekanından, sıra dışı tatilin ev adresinden, marinalarından ve daha pek çok güzelliğinden… Göcek hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın

Kapadokya : 60 milyon yıl önce; Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin zamanla rüzgar ve yağmur tarafından aşınmasıyla ortaya çıkan doğa mucizesi Kapadokya, uzun dönemler Hristiyanlığın önemli merkezi konumunda olmuş. Kayalardan oyularak yapılan evler bölgeyi devasa bir sığınak görünümüne daha da çok büründürmüş. Doğanın gücü Peribacaları’nı oluştururken bir yandan da bu peribacalarının içlerine evler yapılarak, o zamanların izlerini kalıcı olarak bizlere bırakmışlar. Günümüzde turizm açısından büyük bir öneme sahip olan Kapadokya, korunmaya alınan bölgelerin en iddialı ve en ilginç yerlerin başında geliyor. Kapadokya hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın

Bu bayram farklı bir aktivite yapmak istermisiniz ! peki paintball’a ne dersiniz ! :

Bu bayram tatili eğlence ve adrenalini bir arada yaşamak istiyorsanız paintball tam size göre. İster attığını vuran keskin bir nişancı, ister karavana üstadı olun, kesin olan şu ki; paintball oynarken kendinizi bir aksiyon filminin setinde gibi hissedeceksiniz.

Bozcaada Tatil Yerleri

Koylarda serinlemek, plajlarda oturup güneşlenmek, karadan özel araçla, bisikletle ya da yürüyerek doğanın tadını çıkarmak, bir tekne kiralayıp dilediğiniz yere demir atmak, oltayla balık tutmak, dalmak... Bunlar, Ege'nin ortasında tertemiz bir denizde gün boyu yüzmenin yanısıra, yapabileceklerinizden sadece birkaçı... Akşam saatlerinde yapılan bir kale gezintisi ve karşısındaki restaurantta değişik lezzetlerden tatmak da cabası... Eğer sizde şehir stresinden uzakta, dumandan ve isten arınmış tertemiz havayı solumak istiyorsanız, rotanızı Bozcaada'ya çevirin...
Türkiye'nin köyü olmayan yegane ilçesi Bozcaada'ya, günübirlik veya haftasonu gidenlerin tercihi; Ayazma Plajı. Adanın en çok rağbet gören yerlerinden olan kıyı bandı ise kum kürüne girenlerin şifa kaynağı. Eşsiz kumsalı, sığ ve ılık denizi, tarifi zor mavi rengiyle Bozcaada, büyüleyici güzellikte. Özel araçlarla gelenlerin plajın üst kısmında park edip gün boyu denizin tadını çıkarıyorlar, kır lokantalarında ve çardaklarda yorgunluk atıp, plaj voleybolu oynuyorlar. Plaja taksiyle gelmek isteyenler için feribot çalışıyor. Feribot limana yanaşır yanaşmaz, taksiler kısa sürede yolcuları plaja ve piknik yerlerine taşıyorlar. Daha sakin koylar arıyorsanız, Ayazma'dan sola devam ederek, Mermer Burnu'na ulaşabilirsiniz. Denize dil gibi uzanan ilginç coğrafi yapısı ve mermer kayalarla kaplı koy, durgun denizi ile rağbet görüyor. Ada çervresinde, hiçbir ücret ödemeden otomobilinizden inip birkaç adımda denize girebilecek daha birkaç koy var. Yürüyüşe çıkanlar, kayalıklarda dolaşanlar ve günbatımını izleyenlerin son durakları, Bozcaada Kalesi'nin bulunduğu liman. 4 yıl önce aydınlatmaya başlanan kalenin muhteşem manzarası karşısında liman içinde yer alan restaurantlar açık havada yemek yemenin zevkini çıkaranlarla doluyor. Konuklar, kirlenmeyen deniz ve havanın verdiği mutluluğun tadına, Bozcaada şaraplarıyla varıyorlar. Bölgeye has kalamar tava, siparişlerin başında yer alıyor. 2-2.5 kg.lik lipsos buğulama ve çorbası, barbunya, sinarit, orfoz ve levrek ise mutlaka tadılması gereken balıklardan.

Farklı lezzetler : Bozcaada'da dalmaya uygun, görüş mesafesi fazla, doğa manzarası güzel bölgeler var. Bozcaada'lı balıkçı-kaptan Kemal Şahin'le tekne turuna çıkarsanız, ilginç tatlarla tanışma imkanınızda olabilir. Bunlardan en keyiflisi kaptan ile birlikte dalıp bu temiz sularda yaşayan deniz kestanelerinin üzerinde küçük taşlar bulunanlarını çıkarmak ve içindeki havyarı hemen oracıkta yemek. Bu ağızda eriyip giden havyarın besleyici değeri oldukça yüksek. Birbaşka besin ise; fuska. Yumurta sarısı rengindeki fuskalar, taşlık bölgelerde bulunuyor ve guatr hastaları için iyot tedavisinde kullanılıyor. Buranın bir başka spesiyali ise "kulfada köftesi". Beyaz renkte, kıyılara yapışık yaşayan ve çatalla çıkarılabilen bir bitki olan kulfada, ekmek kullanılmadan köfte malzemesi ilave edilerek yoğrulup biçimlendiriliyor. Karnıbahar tadına benzeyen ve genellikle Rumlar'ın kullandığı bu meze, rakı ile tüketiliyor.

Üzüm ve şarap : Temmuz ayı ortalarında tatlı bir esinti başlıyor Bozcaada'da. İnsanı bunaltmayan, yakmayan rüzgar, sabah 10:00'da başlayıp 17:00 'ye kadar sürüyor. Ada genelde kurak. Ama Dünyaca ünlü üzümler bu nemli rüzgarla beslenip lezzetini buluyor. Bozcaada'da bağcılık, adının tarihi kadar eski. Evliya Çelebi ünlü seyehatnamesinde Bozcaada'dan söz ederken; Dünyanın en güzel çavuş üzümlerinin yetiştiği yer olarak tanımlıyor. Adanın 18.500 dönümü, bağlarla kaplı. Güneş, toprak ve rüzgarın etkisiyle bu günkü kalitesine ulaşan üzümlerden yapılan şaraplar, Bozcaada şarapları olarak ünlenmiş. Sofralık Çavuş Üzümü poyraz rüzgarlarının etkisiyle ince kabuklu, tatlı ve lezzetli. Karasakız ve Vasilaki gibi çeşitler şaraplık olarak kullanılıyor. Bölgede üç fabrika faaliyet halinde. Hüseyin Pehlivan Talay (Truva), Ataol(Eski) ve Rağbet(Yunatçılar) şarapları dinlenmiş, yıllanmış, mantar kapaklı ve sek şaraplar. Limanda yeralan büfelerden 'de ikili-üçlü hediyelik ambalajlardan da alabilirsiniz. Salhane, Bira Bar ve restaurantlar, şarapların yerinde tadıldığı yerler. Adanın sahilinde ise barlar sıralanıyor. Gençler, yaz gecelerinde gruplar halinde, ateş yakarak dansedip eğleniyorlar.

Bozcaada Kalesi : Adanın kuzey burnu üstünde kurulmuş olan kalenin, kimler tarafından yapıldığı bilinmiyor. Venedik, Ceneviz ve Bizanslılar döneminde kullanılan kale, Çanakkale Boğazı'nın önemi nedeniyle Fatih Sultan Mehmet tarafından onarılmış. Kanuni Sultan Süleyman ve 2.Mahmut tarafından genişletilen kale, 1965-70'te Turizm Bakanlığı tarafından gözden geçirilmiş. 10 metre genişliğinde ve 250 metrelik su hendeğiyle adadan ayrılan Bozcaada Kalesi, iç ve dış olmak üzere iki kısımdan oluşuyor. Surlarla çevrili bölümlerde su sarnıcı, cephanelik, revir, karargah, kuyu, çeşme, camii, atölye ve kışla binası bulunuyor. Kale, görkemli görünüşüyle dışardan olduğu kadar içerden de etkileyici. Ilık havada taş basamaklarla surlar ve burçlara tırmanan ziyaretçiler, Bozcaada'nın panoramasını farklı açılardan izleyip, fotoğraflama olanağı buluyorlar. Kale içinde bulunan müzeyi gezmek isteyenler ise sergilenen çeşitli amforalara hayran kalıyorlar. Gün batımından hemen sonra, güçlü spotlarla ışıklandırılan Bozcaada Kalesi, Bodrum Kalesi'ne nispet yaparcasına, Ege'nin ortasında ışıl ışıl parlıyor.

Bozcaadaya nasıl gidilir

İstanbul'dan özel araçla yola çıkanları, iki kez feribot yolculuğu bekliyor. Otoyoldan Kınalı çıkışından ayrılanlar, Tekirdağ-Keşan'a gelince Gelibolu yönüne dönüp saat başı kalkan feribotlarla Lapseki veya Eceabat'tan Çanakkale'ye geçebilirler. Araç sırasında beklemek istemeyenler için 5-6 araç kapasiteli dolmuş motorlar, Gelibolu ve Kilitbahir'den Çanakkale'ye sefer yapıyorlar. Çanakkale üzerinden Ezine'ye gelince Geyikli'ye ayrılan yoldan, Bozcaada Feribot İskelesi'ne ulaşabilirsiniz. Bozcaada İskelesi'nde akaryakıt istasyonu var. Adanın tüm yolu asfalt ve tam tur yapabiliyorsunuz. Bisikletiniz varsa koyun arabanıza ve yola koyulun!... Daha uygun bir yer bulamazsınız. Tertemiz havada pedal çevirip gezmeye elverişli yolların tadını çıkarabilirsiniz. Şayet Seyahat acentası ile gitmek isterseniz Bozcaada'ya tur düzenleyen Arnika Seyahat Acentası'nı tercih edebilirsiniz.

Bozcaada'da ne yenir
Bozcaada denilince akla ilk gelen üzümlerin lezzeti, dünyaca ünlü. Gelişmiş radarlar sayesinde, Saros'dan sonra balıkların çoğalma şansı Bozcaada'da hayli azalmış. Buna rağmen limana dizili lokantalarda yenen balıkların, kalamar ve böceklerin lezzeti, ödenen hesabı hakeder güzellikte. Limanda bulunan pizza, lahmacun, kebap türü yiyecekler diğer seçenekler arasında. Çay bahçeleri, bar, kuruyemiş satıcıları, büfeler, hediyelik şarap satılan dükkanlar ise diğer uğrak yerleri. Ayazma Plajı'ndaki kır lokantaları, çardakaltı bahçeler, köfte, menemen, tost ve meşrubat çeşitleriyle plaj sakinlerini ağırlıyor.

Bozcaada'da konaklayabileceğiniz otel, motel, pansiyon ve apartlar

Türkbükü Tatil Yerleri

Bodrum yakınlarında kısmen sessiz,sakin, huzurlu bir yer!...Bodrumun yanı başında apayrı bir dünya var. Burada çılgın eğlenceler, kalabalıktan yürünmeyen sokaklar, yüksek volümlü müziklere rastlanmıyor. Kısacası dinlenmek için uygun, müdavimleri olan bir tatil köyü.

Türkbükü'nde en çok göze batan tutku deniz üzerine kurulu ahşap teraslarda gün boyu denize girip güneşlenmek, gün batımı sonrası gece yeterince lacivertleşince bu teraslar üzerine kurulu restoranların şamdanlarla süslü masalarında loş ışıkta, Ege'nin lezzetlerini meltem rüzgarları altında hissetmek.Gençliklerini sürekli yaşamak isteyen Bodrum müdavimleri geç saatlere kadar süren akşam yemeklerine ilgi gösterirken şıklık yarışında yanıktenli bayanlar yemek kıyafetlerine pek bir özen gösteriyorlar. Beylerin kıyafet seçiminde ise belirgin bir marka savaşı, rekabeti olduğu gözleniyor. Her şeye rağmen denizden karaya esen serin rüzgarlar nedeniyle yazın bile uzun kollu giysilere gerek duyuluyor. Durgun deniz, ızgara balık bölgenin hakim kokusu. Türkbükü çevresinde yer alan balık üretme ve yaşatma havuzlarından alınan çiftlik balıklarının türlü çeşit soslarla lezzetlendirildiği Türkbükü restoranlarında, Beach Cluplar ve barlarda Türkbükü'ne gönül vermiş turistlerin yanı sıra son yıllarda sahne, ekran, podyumlarda ki ünlülerin de uğrak yeri olması nedeniyle farklı bir atmosfer yaşanıyor.Sahil barlarında hafif aperatiflerle gün boyu tatilin ve su sporlarının tadını çıkaranlar gün batımı sonrası genellikle tanışık yüzler arasında koyu sohbetler başlıyor. Yemek sonrası ilerleyen saatlerde dans ve daha fazla eğlence için Bodrum'a gidince ortalık sakinleşiyor.


Arkeolojik zenginlikler doğal güzellikler : Bodrum'dan çam ormanları arasından uzanan yol ile ulaşılan Türkbükü eskiden antik Likya Madnasa şehri olarak biliniyor.Köyün tepelerinde bu medeniyetin izlerine günümüzde hala rastlanıyor. Taş tuğla yığınları ile çevrili yıkıntılar arasında sarnıçlar, kuleler, mezarlık ve taşlık saha ile ev kalıntıları kaya oyma mezarlar dikkat çekiyor.Güllük Körfezinin Güney kıyısında "Mesire Burnu" ile, "Saplı Burun" arasında ki geniş limanda Türkbükü yer alırken açıklarda Badem Adası bulunuyor. Yamaçları yazlık evler ve bir birinden şık villaların çevirdiği Türkbükü Koyunda deniz rüzgarın hızı ne olursa olsun ılık bir suya sahip.1994 yılında kendi sanat festivalini düzenleyen ilk ve tek köy olma özelliğine de sahip olan Türkbükü çevresinde gezilebilecek sayısız yer bulunuyor.

Tarih ile iç içe : Milas ilçe sınırları içinde barındırdığı 27 antik kentle Arkeolojik değerler bakımından dünyanın en zengin bölgesi olma özelliği taşıyor. Bafa Gölü kıyısına kurulu Herakleiea, içimi hoş suyu ve zamanın Akdeniz pars'ı yatağı olarak bilinen Labranda antik kenti, Yunuslu çocuk heykeli ile ünlü Iassos, 16 sütunu ayakta kalabilen Zeus Euromos anıtı, Myndos, Kisebükü, Bargilya kent kalıntıları, Milas içinde Gümüşkesen mezar anıtı, evleri bacaları ile dikkat çeken Çomakdağ Köyü bir taraftan görülesi güzellikler taşırken, gün içinde gidip görülecek kadar yakın mesafede yer alıyorlar. Daha yakın yerler arasında Bodrum Kalesi ve Dünyaca ünlü Sualtı Müzesi, Myndos kapısı, mozeleum yeri, tiyatro bir saat içinde ulaşılacak yerler arasında yer alıyor. Türkbükü içinde bile kaya oyma mezarlara, ilginç mağaralara rastlayabiliyorsunuz. yüksek tepelere kurulu beş adet metruk değirmen kalıntısı, renkli panjurları, çiçekli pencereleriyle beyaz boyalı Bodrum evleri, denize vuran yansımalarıyla renkli tekneler fotoğraf severler için görsel lezzetler, tipik kompozisyonlar oluşturuyor.

Renk ahenk dokumalar: Gökbel ve Mazı köyleri başta olmak üzere Milas halılarıyla ünlü bir ilçe. Genç kızların dokuduğu birbirinden güzel yöresel özellik ve renklerdeki halı ve kilimler Türkbükü'ndeki hediyelik eşya dükkanlarını ve butikleri süslüyor. Turistlerin ayrılamadıkları butiklerde çeşitli buluzlar, hatıra eşyaları, takılar ilgi çekiyor. Türkbükü'nde Pazartesi günleri kurulan semt pazarı ise yine bu tür dokumalar, Denizli Kale'den getirilen kilim, kumaş ve heybeler ile renkleniyor.

Türkbükü'ne nasıl gidilir

İzmir Söke yoluyla Bodrum'a gelirken Söke ve Bafa gölüne paralel geçen yol yapılan yeni düzenlemelerle keskin virajlardan kurtarılıp, sollama zorluğu yaşanan noktalarda genişletme çalışmaları sayesinde rahat bir yolculuk yapmanızı sağlıyor. yeşil bitki dokusu arasında ilerlerken yol üzerinde ziyaret edebileceğiniz güzergaha yakın arkeolojik değerleri görme fırsatı bulabiliyor Bafa Gölünü keyifli bir güzergahta tamamlıyor yol boyunca bir de tünelden geçiyorsunuz. Bunun yanı sıra bodruma aydın Oto yolunu kullanarak gelenler Türkiye'nin en uzun tünelinde yol alma imkanı buluyorlar. Türkbükü'ne gelmek için Bodrum yönünde Güllük'e gelirken sağdan ayrılan Torba üzerinden sahil yolunu takip ediyor, Gölköy'ü solunuzda bırakarak Türkbükü'ne giriyorsunuz. sahil şeridi araç trafiğine kapalı olduğu için belirli yerlerdeki otoparklara araç bırakılarak sahili yürüyerek gezebiliyorsunuz. Bodrum'a otobüsle gelenler için merkezden kalkıp 22 km lik yolu yarım saate tamamlayan minibüs seferleri bulunuyor. Hava alanına 45 km uzaklıkta bulunan Türkbükü'ne deniz yolu ile gelenler için ise küçük teknelere göre barınak var ancak burası oldukça çıplak ve kuzeydoğu yönüne açık ve rüzgar alıyor. Bazı restoranların deniz üzerindeki iskelelerine tekne bağlayanlara da rastlanıyor.

Türkbükü'nde ne yenir

Pansiyonlarda kalanlar ve yazlık sahipleri pazartesi günleri kurulan pazardan ihtiyaçların büyük bölümlerini karşılıyorlar.Türkbükü konaklama tesisleri ise zaten müşterileri için açık büfe sofraları ile, renkli barları ile dekorlu yemekler sergiliyorlar. Hamur işi sevenler için mantıcı, su böreği, çiğ börek, ev yemekleri, lokma bulunuyor. Alakart restoranlarda balık çeşitleri yanında tahin, kimyon, limon suyu ile yapılmış hafif acılı rakı mezesi sayılan hibeş, köy süzme yoğurdunun Ege yöresi otlarıyla tatlandırılmış şekliyle hazırlanan üzümlü, Şam fıstıklı bir tür olan İran cacığı, limonlu özel sosla hazırlanan tahinli börülce, ege otlarından yapılma ekşili gavur dağı salatası, buharda islim edilerek pişirilmiş viskili özel soslu balıklar, deniz ürünlü krep, çipura balığının püre haline getirilmesi ile hazırlanmış bol baharlı balık köftesi, köy gözlemelerine sarılmış Antep fıstıklı özel salça soslu yufkalı fıstıklı köfte, damla çam sakızıyla pişirilmiş fırın sütlaç ve yeşil elmanın nane liköründe dinlendirilip emdirilmesiyle yapılan elma tatlısı değişik lezzetler arasında yer buluyor.Türkbükü'nde Balıklama, Baresco, Boncuk, Figo, Güverte, Mahsen, Orfoz, Safari, Tiyatrom, Zeytin, Özlem, İlyada gibi restoranlar hizmet veriyor.Beach Clublar arasında Havana, Wookies Gölköy'de, Maçakızı, Maki Fidele, Melez, Ada Beach Türkbükü'nde gece gündüz ilginç mönü ve kokteylleri ile konuklarını ağırlıyorlar.Türkbükü Gölköy yolu üzerinde bulunan Yalçın Ulu ustanın baklava dükkanı ise yıllardır bozulmayan kalitesi ve ev baklavası lezzetiyle mutlaka uğranılması gereken yerlerden sayılıyor.

Türkbükünde konaklayabileceiğiniz oteller/moteller

Maki Otel Türkbükü
Ambrossia Otel Türkbükü
Ece Resort Otel Türkbükü
Blue Otel Türkbükü
Babana Otel Türkbükü
Bantur Naz Otel Türkbükü
Azur Rana Otel Türkbükü
İber Otel Türkbükü
Mavi Suite Otel Türkbükü
Azur Eken Otel Türkbükü
Bronze Otel Türkbükü
Orion Otel Türkbükü

Yedigöller Erdek Tatil Yerleri

Kafa dinleme tatilinin en güzel yaşandığı yerlerin başında, hiç kuşkusuz Bolu, Yedigöller geliyor. Doğa severlerin yorgunluklarından sıyrılıp, doğayla başbaşa kalabilecekleri dinlendirici ortam, birçok güzelliği gözler önüne seriyor.Batı Karadeniz Bölgesi'nde, dere, ırmak ve vadiler arasında yer alan Yedigöller Milli Parkı, çeşit çeşit ağaç bezeli, ortasında yüzük taşı gibi göllerin yer aldığı bir yöremiz. Yeşilin her türünün görülebildiği ortamda, pırıl pırıl, oksijeni bol, soğuk sularda yaşayan alabalıklar, yaban hayatının parçası. Geyikler, karacalar, tilki, sincap, tavşan ve kuşlar da cabası.Yedigöller'e adını veren yedi göl, vadi boyunca yer kaymaları ve vadi önlerinin tıkanmasıyla ortaya çıkan çukurlardan meydana gelmiş. Karadeniz suyunun yardımıyla oluşan heyelan gölleri, Sazlıgöl, İncegöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, Deringöl, Büyükgöl ve Seringöl isimleri ile anılıyorlar. Göller çevrelerinde oluşan bitki yapısı itibariyle her biri ayrı karakter taşıyor. 2900 hektarlık Yedigöller Milli Parkı içinde kayın, meşe, gürgen, kızılağaç, karaağaç, karaçam, dişbudak, sarıçam, köknar, ıhlamur gibi ağaçlar var. Fındık, alıç, üvez türü bodur bitkileri, eğrelti otlarını ve rengarenk çiçekleri de unutmamak gerek. Her mevsim değişen renk tonlarına sahip 200'ü aşkın çeşidiyle bitki örtüsü, sabah ve akşam saatlerinde ormanın derinliklerine süzülen asil ışıklarla olağanüstü güzellikte bir renk armonisi sergiliyor. Dinlenme, gezi, piknik amaçlı gelenler olduğu kadar, botanikçiler, hatta fotoğraf tutkunlarına da rastlanan Yedigöller de doğa, ziyaretçilerine mükemmel bir görsel şölen sunuyor. Kademeli vadide yer alan yedi gölün aralarındaki çağlayanlar, seyir terasları ile görsel lezzet yöreye has özelliklerle bütünleşiyor.Göllerin arasındaDört mevsimde dört ayrı güzellik taşıyan yörede, şüphesiz en şiirsel ortam sonbaharda yaşanıyor. Sık çam ağaçları arasından Yedigöller'in kalbine Bolu yönünden inenleri, önce küçük bir kulübe karşılıyor. Arazi düzleşince Orman Bölge müdürlüğünün konaklama üniteleri karşınızda yer alırken, solunuzda tarifi kelimelerle ifade etmenin oldukça zor olduğu iç içe girmiş iki şirin göl, görenleri tam manasıyla büyülüyor. Birinci gölün kıyısında yürümeye başladığınızda uzun boylu ağaçlar etrafınızı sararken doğanın gizli, saklı ikinci sürprizi yansıyan ışıkları ile sizi teslim alıyor. Bu bölümde doğa yapısı göle güçlü bir akustik sağlıyor. Konuşmalarınız, çevredeki kuşların seslerine karışan suses efektleri bile, ekolu ve farklı duyuluyor.! Göl yüzeyinin bir kısmını yeşil bitki örtüsü örterken gölün uzak kıyısı yosunsu bitkiler, bodur çalılıklarla son buluyor. Ayrılmak istemiyorsunuz fakat, gezi parkuru kuytu bölümleriyle ziyaretçileri daha bir çok kez şaşırtmaya devam ediyor. Konaklama üniteleri önünden göl isimleri veyerlerinin gösterildiği harita panoya paralel ilerlediğinizde araçların park edildiği alan bitiminde daha büyükçe bir göl ile,küçük çaplı şelalelerin oluştuğu bölüm sağınızda kalırken, solunuzda beliren panoramik tablo karşısında ifade zorluğu yaşıyorsunuz. Bu bölüm piknik masaları ile düzenlenmiş, kıyıda bir de ağaç masalı teras barındırıyor. Tartışmasız Yedigöller'in en keyifli bakış açısına sahip teras ve çevresi, her mevsimde suya vuran farklı renklerle başkalaşan kocaman göl yüzeyinde, ayna misali gördüklerinizi ikiye katlıyor. Zamanın durduğu hissine kapılmanıza neden olan durgunlukta, tüm kaslarınız gevşiyor, eğer varsa kafanızı kurcalayan sorunları unutabiliyorsunuz. Tek tük kapı çalınır gibi duyacağınız tak tak sesinin nereden geldiğini merak ederseniz başınızı ağaçların uç kısımlarına doğru bakarak bu merakınızı giderebilirsiniz.! Gri renkli gövdeleri, güçlü gagaları ve kuvvetli boyun yapısına sahip ağaçkakanlar, bıkıp usanmadan çıkardıkları seslerle varlıklarını hissettiriyorlar.Sonbaharın lütfu, kızarıp dökülen yapraklarla adeta kırmızı halı döşenmiş gibi uzanan zemin üzerinde yürürken bazen ilginç şekilli, melon şapkalı oldukça iri mantarlar fotoğraf severlere kompozisyon olabiliyor. Büyük gölün en süslü yerini kolye misali ahşap bir köprü tamamlarken, kıyı yamaçları ağaç masalar ters ışıkla yıkanıp renkleniyor. Özellikle Güneşin dik geldiği öğle saatlerinde aydınlanıp, sihirli renklere boyanan Büyük Göl ve diğerler göller, günün ilerleyen saatlerinde ışık huzmelerini çabuk kaybedip, akşama da erken veda ediyorlar.

Yedigöllere nasıl gidilir
1965 yılında milli park statüsüne alınan Yedigöller'e giriş için her iki yön den de alternatifiniz bulunuyor. İstanbul-Ankara yolunun Bolu il sınırları içindeki Yeniçağa Kavşağı'nı döndükten sonra karşınıza çıkanyol, sizi cennete götürüyor. Yaz, kış açık olmasına rağmen, 42 kilometrelik manzaralı orman yolunun ilk kilometreleri asfalt, sonraları virajlı ve stabilize durumda. Bolu kent merkezinden başlamak üzere orman içi yolculuğunuza yön tabelaları ile devam diyorsunuz. Bir tarafı dağ diğer tarafı yamaç olan iki şeritli orman.Aracınızın yakıt deposunu doldurabileceğiniz son istasyon, Bolu Dağı, Koru Motel yanı Petrol Ofisi olabilir. Gezinizin devamında yol ikiye ayrılıyor. Devrek, Mengen, Bartın ve sayısız tünel geçilerek ulaşılan Yenice-Karabük yolu sonrasında Safranbolu, Yörük Köyü, Pınarbaşı kendine has özellikleri ile sizleri bekliyor.

Yedigöllerde ne yenir
Milli parkta, piknik için gelenlere hazırlanmış ahşap masalar ve ocaklar bulunuyor. Yiyecek ve içeceklerinizi beraberinizde getirdiyseniz göl manzaralı masalardan birine yerleşebilirsiniz. Yakacağınız mangalda et,balık, tavuk ızgara yapabilirsiniz. Mönünüzü daha da zenginleştirmek istiyorsanız, alabalık üretim çiftliğinden alabileceğiniz veya bilet karşılığı gölden tutabileceğiniz göl alası ve gökkuşağı türü alabalıklarınlezzetine güvenebilirsiniz. Çeşitli çeşmeler su ihtiyacını karşılarken, şarap ve benzeri içecekleri beraberlerinde getirenler yudumlarında doğayı damaklarında hissediyorlar. Bolu Dağı üzerindeki bal ve yöresel meyveler dikkatinizi çekecektir. Koru Otelin marketi yöresel peynirlerin, reçellerin ve çeşitli gıda ürünleri ile hediyelik eşyaların alternatifli olarak bulunabilen yerlerden biri.

Yedigöllerde konaklayabileceiğiniz oteller/moteller

Yedigöller Milli Parkı sahası içinde, villalardan oluşan 31 yataklı bir dinlenme tesisi var. Sınırlı kapasiteye sahip tesiste kalabilmek için Ankara'daki Orman Bölge Müdürlüğü'ne rezervasyon yaptırmanız gerekiyor.Öte yandan, Bolu'ya 15 km. uzaklıkta, Ankara-İstanbul yolu üzerinde bulunan Koru Otel, 128 odasındaki 270 yatağıyla ve tüm üniteleriyle yıl boyu hizmet veriyor.Tel: (0-374) 215 25 28 Abant yol ayrımından 3 km. içeride bulunan Petro Club Abant Bey Yaylası Apart Otel. Petro Club'ta 50 apart 250 yatak mevcut.Tel:(0-374) 225 23 61
Abant gölü kıyısı Abant Palas ve Büyük Abant oteli alternatifler olabilir.
Bolu içinde kalmak isteyenler de üç yıldızlı Köroğlu Otel veya Yurdaer Otel ile irtibat kurabilirler. Köroğlu OtelTel: (0-374) 212 53 46 , Yurdaer OtelTel: (0-374) 215 29 03

Polonezköy Tatil Yerleri

Polonezköy, yemyeşil çevresi ve birbirinden ilginç mimarisiyle yapılmış evleriyle, görenlerin ilgisini her zaman çekiyor.En büyük özelliği, Polonyalılar'ın işlettikleri pansiyon ve misafirlerine sundukları yemekleri. Yemyeşil doğanın içinde, sessiz ortamda önce yürüyüp gezip, ardından bu pansiyonlarda yemek yemek, gerçekten hafta sonları için bulunmaz bir nimet. Polonezköy, ulaşımın zorluğu nedeniyle ancak belli bir kesime hitap ediyordu. Ancak günümüzde yapılan yeni köprüler ve yollar, ulaşımı çok kolay hale getirdi. Pansiyon ve yemeklerin ünü yanında, at binme, doğa sporları yapma imkanı da eklenince, Polonezköy'e talep arttı.

Polonezköy'ün en büyük özelliği, İstanbul'un yanıbaşında olmasına rağmen, hala kalabilen yemyeşil doğası... Etrafını çevreleyen orman da eklenince, burası gelenleri büyülü bir atmosferde karşılıyor. Orman içinde yürümek, kros, koşu yapabilir, bisiklete binebilirsiniz. Gideceğiniz otel ve pansiyonların yüzme havuzlarından ve spor tesislerinden de faydalanabilirsiniz.Hafta sonu için hem şehre yakın hem de sakin bir yer arıyorsanız, Polenezköy bulunmaz fırsat...
Polonezköy'de konaklayabileceğiniz tesisler;

Berik Pansiyon & Restaurant (0216) 432 31 11
Club Adampol Dinlenme Tesisleri : (0216) 432 31 54-56
Fredi Pansiyon & Restaurant (0216) 432 30 47
Köyevi Pansiyon & Restaurant (0216) 432 32 38
Polonezköy Country Club (0216) 432 30 51 - 55
Yeji Dohoda Restaurant & Et Mangal (0216) 432 32 14

Polonezköye ulaşım ;

Anadolu yakasında oturanlar için sadece yarım saat. Avrupa yakasında oturanlar için Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nü geçtikten sonra Kavacık çıkışından 12 km. uzaklıkta olan Polonezköy'e tabelaları izleyerek ulaşabilirsiniz.Polonezköy'e toplu ulaşım araçları ile ulaşım imkanı mevcut değildir !

Anadolu Kavağı Tatil Yerleri

İstanbul Boğazının Karadeniz den giriş kapısı konumundaki Anadolu Kavağı yıllardır değişmeyen görüntüsü ile nostaljik balıkçı köyü özelliğini koruyor. İstanbul'un nefes borularından biri olan ve balık lokantaları ile ünlü köy, lüfer mevsimi olan eylül ekim aylarında İstanbul un yaza veda edip sonbaharda ılık günlerin tadını çıkarmak isteyenlerin tercih ettiği gezi yerlerinin başında yer alıyor.Hem kara yoluyla hem de denizden vapur seferleri ile ulaşımın sağlandığı Anadolu Kavağına gidip denizin kenarında ızgara balık keyfi yaşamak istiyorsanız sonbahar ayları bu tür bir gezinin en uygun zamanı. Yazdan kalma günlerde serin ama üşütmeyen deniz kokulu esintiler arasında sahilde veya iki üç katlı restoran ve lokantaların manzaralı pencere kenarı veya teraslarında bir yandan sipariş ettiğiniz balıkları yiyebilir diğer yandan gözü okşayan manzara eşliğinde iyotlu , oksijeni bol deniz kokulu havayı teneffüs ederek huzurlu, hafta içi veya sonu günübirlik sakin bir kaçamak yapabilirsiniz. Kavaklara balık yemeye gelenler ya Eminönü iskelesinden kalkan şehir hatları vapurları ile boğazın iskelelerine karşılıklı uğrayarak geliyorlar yada Sarıyer den kalkan seferleri tercih ediyorlar. Bu tür ulaşımı kullanan yolcuların geliş ve gidiş saatleri seferlere bağlı olduğu için yemek sonrası topluca kalkıp dönüşe geçiliyor. Otobüs seferlerinin de yapıldığı Anadolu Kavağına özel aracınızla geliyorsanız hem yol üstünde uğrayacağınız bir çok durak bulunuyor hem de manzaralı güzergahın tadını çıkartıp sefer saatlerine bağlı kalmaksızın istediğiniz süre oturabiliyorsunuz. Anadolu Kavağına daha yaklaşırken vapur iskelesi çevresinde toplanan yerleşim alanını tepede yer alan boğazın kontrolü için Cenevizliler tarafından yapılmış Yoros kalesi'ni görebiliyorsunuz. Restore edilip kremalı pasta gibi boyanan birkaç ahşap evin bulunduğu hafif yokuş dar sokaktan iner inmez köye giriyor ve uygun bulduğunuz yere aracınızı park ediyorsunuz. Kaldığınız süre hiç önemli değil ister bir saat, isterseniz beş saat, otopark görevlileri giriş çıkış üçretlerini peşin peşin alıyorlar. Sıra manzaralı bir mekanda masa seçmeye geliyor .Sahilde bulunan balık restoranları açık ve kapalı bölümleri ile tercih edilirken daha geride yer alan restoranlar ikinci ve üçüncü katları veya terasları ile cazip manzara seyretmenize olanak sağlıyor. Daha ekonomik yemekler için sokak aralarında ,bahçe içinde hizmet veren lokantalarda bulunuyor bunlar balık çeşit ve fiyatlarını girişlerine astıkları tabelalarda gösteriyorlar. Canı sadece boğaz girişinden çıkarılan temiz midyelerden yemek isteyenler için çeşitli midye tava yapanlara da sıkça rastlanıyor, çay bahçeleri de var. Anadolu Kavağı'nın tam ortasında ulu çınar ağaçları, çevresinde işporta tezgahlarda krep adı altında bir tür hamuru kızgın saçta kızartıp üzerine çeşitli tatlı soslar sürerek sunan satıcılar, dondurma ve büfeler, incik boncuk türünden hediyelik eşya satıcıları yer alırken balıkçıların yolunu gözleyen, balık yemekten bıkmamış miskin kediler göze çarpıyor. İskeleye yanaşan vapur yolcuları ile hareketlenen Anadolu Kavağının sakin atmosferi içinde kıyıya bağlı tekneler balıkçı köyünün manzarasını tamamlarken sanatseverlere resim yapma, fotoğraf çekme konusunda renkli kompozisyonlar oluşturuyor. Sahil boyunca aracınızı yanı başınıza park ederek olta ve kamış ile balık tutma imkanı da bulunuyor.Özellikle Mayıs ayında Karadeniz'e yumurta bırakmaya çıkıp balık yasağının sona erdiği 1 Eylül den itibaren İstanbul Boğazına girerek Marmara ya gitmek üzere yola çıkan, Karadeniz in az tuzlu suyunda beslenerek yağlanmış balıklar, boğaz girişinde ağlarla yakalanıp taze tüketiliyor. Anadolu Kavağı restoranları da çeşitli balık pişirim şekilleri ile dikkat çekiyor. Bazı restoranlar balıkları teşhir ettikleri tezgahtan seçtirip, altında tüp gaz yakarak ısıttıkları saç üzerinde göz önünde bir tür ızgara yaparken bazıları gerçek kömür ateşi kullanıyor.

Yoros Kalesi : Sahilden çevreye hakim bir tepede bulunan Yoros Kalesi'ne doğru tırmanırsanız Karadeniz'den İstanbul'a giriş yapan gemileri ve boğazın muhteşem manzarasını seyredebilirsiniz. Tepenin uç kısmında bulunan Yoros Kalesi mimarisi ve duvarlarında bulunan armalarıyla dikkat çekiyor. Bitinyalılar, Gothlar ve Ruslar'ın saldırılarına uğrayan Anadolu Kavağı bir dönem Cenevizlilerin de eline geçmiş. Cenevizliler tarafından yapılan Yoros Kalesi 1190 yılına tarihleniyor. Bizanslıların ve 14.yy.da Osmanlıların eline geçen Yoros Kalesi içinde 25 evlik bir Türk mahallesinin bulunduğundan da söz ediliyor. Evliya Çelebi ise verdiği bilgilerde kavak kasabasının içinde siyah renkli olan kalenin Yıldırım Han tarafından fethedildiği, Fatih Sultan Mehmed tarafından tamir edilip içine asker konduğu, çevresinin 200 adım ve dört bir yanının kestane ormanı kaplı olduğundan söz ediliyor.

Yuşa tepesi; camii ve türbesi : Anadolu Kavağı yakınlarındaki oldukça popüler olan ziyaret yerlerinden biri olan Boğaziçi'nin sahile en yakın ve en yüksek tepesi Yuşa Tepe bulunuyor. Özellikle modern giyimli bayanların daha fazla ziyaret ettiği gözlenen ziyaret tepesi boğaza ve Karadeniz e aynı açıdan hakim görkemli panoraması ile de etkiliyor . Ramazan ayları, kandillerin arifeleri günleri, bayramlarda ve Cuma, cumartesi, Pazar günlerinde her zamankine oranla daha fazla ziyaretçi akınına uğrayan Yuşa Tepesinde ücretsiz geniş otopark lüks araçlar ile doluyor. Ziyaretçiler Hz.Yuşa Aleyhisselam Türbesini ve 1755 tarihli Camii ziyaret ederek dua ediyorlar. Cami yanındaki bahçe içinde bulunan etrafı demir parmaklıklar ile çevrili çok uzun türbe ziyaretçilerin oldukça dikkatini çekiyor. İlgililer çok önceki yıllarda harap durumda bulunan türbe yerinin kesin olarak, tam yerinin belli olmaması nedeniyle yerin uzun olarak 17 metre yapıldığını belirtiyor ve burada yatan kişinin yaygın olarak bilindiği gibi boyunun çok uzun olduğu inanışının yanlış olduğu konusuna açıklık getiriyorlar. Çeşitli dileklerde bulunup dua edenler arasında dileklerine kavuşanlar daha sonra tekrar gelip bu defa adaklarını yerine getiriyor İslam dini temel prensipleri ile bağdaşmamasına rağmen diğer ziyaretçilere şeker, lokum dağıtıyorlar !!. Temizliği ve çevre düzenlemesi ile de dikkat çeken Cami bahçesinde, Türbe kitabesi, dört yüzünde birer musluk bulunan süslü saçaklı bir çeşme, kültür evi, oturma üniteleri, 27 kabirli mezarlık yer alırken Yuşa Tepesi girişinde çeşitli dükkanlar, tezgahlarda dini kitaplar, tespihler,başörtüsü gibi ihtiyaçlar satılıyor, gözleme yapanlara, köfte, balık, ekmek satanlara da rastlanıyor.! (İslam dini, camileri alışveriş, kabristanları da bayram -şölen yeri haline getirmeyi doğru bulmuyor.) Chalkedonlular'ın Daphne adına yaptıkları adak yeri tarihin ilk dönemlerinden beri kutsal bir yer olarak kabul edilmiş çeşitli uygarlıklar burada kendi dinlerine göre mabet ve tapınaklar yapmışlar.Bunlardan birisi de ilk çağlarda ki Zeus sunağı olarak biliniyor. Bizans Döneminde. 6. yy da imparator 1. Jüstinianos zamanında ise bu sunak kiliseye çevrilmiş.Osmanlı Döneminde bu tepeye Sadrazam Yirmisekiz Çelebizade Mehmet Sait Paşa ( Ö.1761) tarafından 1169 ( 1755) tarihinde bir mescit yaptırılmış.

Anadolu Kavağına Nasıl gidilir
Anadolu Kavağı boğaz gezisine tam gün süre ayırmak isterseniz Eminönü iskelesinden saat 10.30 da kalkan Denizcilik İşletmesi vapurlar seferleri ile boğazın her iki yakasında ki iskelelere uğrayarak A.Kavak iskelesine gelebilirsiniz. Dönüş için vapur sizi yemek süresince bekliyor ve saat 15.00 de bir diğeri 17.00 de kalkış yapıyor. Sarıyer den yapılan seferler veya Yeniköy'den Beykoz a kalkan tekneler ile karşıya geçip, yolun kalan kısmını karadan tamamlayabilir, Sultaniye Anadolu Kavağı otobüs seferleri kullanabilirsiniz. Yola özel aracınızla çıkıyorsanız sahil yolu dar ama temiz asfalt ve hafta sonu yoğun trafiğine rağmen, cazibesini koruyor. Tarihi yalıların, köşklerin yer alması nedeniyle genişleme imkanı vermeyen bazı kesimlerde yüksek duvarlar denizi görme imkanı bile olmayan yolda önümüzdeki yıllarda belki de çift katlı yol kaçınılmaz olacak diye düşünebilirsiniz. A.Kavağı'nın boğaz girişindeki konumu nedeniyle yolun bu bölümde her iki yanı askeri bölge ve tel örgüler ile çevrili.Yemyeşil bitki örtüsü içinde araç sürerken trafik kural ve hız limitlerini aşmamak kasislerde yavaşlamak gerekiyor. Deniz Kuvvetlerine ait bu bölümlerde temizlik, bakım, intizam ve düzen beğeni topluyor.

Anadolu Kavağında ne yenir
Boğazın Anadolu yakası boyunca Anadolu Kavağına gelinceye kadar Avrupa sahilini seyrederek oturabileceğiniz restoran ve çay bahçeleri ile dolu. Hepsinin farklı özelliği ayrı güzelliği bulunuyor. Beylerbeyi, Çengelköy, Kanlıca, Anadolu Hisarı, Beykoz Kavağa gelene dek aklınızı çelecek lezzet ve görüntüler sunuyor. Yol boyunca balıkçılar solungaçları kırmızı balıklarla dolu tezgahları, Çengelköy'ün çiçeği üzerinde küçük, körpe badem salatalıkları, Çengelköy ün taş fırınında pişirilmiş odun kokulu ekmekleri, Beykoz un iskele yakını cadde üstü fırınındaki şişman pideleri alınması gerekenlerden, yoğurdu ile ünlü Kanlıca sahili oturma bahanesi verecek türden mola yerleriniz olabilir. Yuşa Tepesi yakınlarına gelirken yolun kenarında köy ürünü satan tezgahlarda mevsim sebzeleri kırmızı barbunya fasulyesi, ceviz, kestane suni yem takviyeli köy yumurtalarından bulabilirsiniz. Anadolu Kavağında balık satanlara küçük tezgahlara rastlanıyor.Anadolu kavağında size tavsiye edebileceğimiz bazı restoranlar :
Altınbalık Restaurant - 0216 320 21 19
Yosun Restaurant - 0216 320 21 48
Gözde Restaurant - 0216 320 25 68
Yedigül Restaurant - 0216 320 21 80

Anadolu kavağında konaklayabileceğiniz otel, motel, pansiyon ve apartlar;
Anadolu Kavağı günübirlik kullanım alanı olarak tanınıyor. Bölgede otel motel pansiyon türü konaklama gelişip yaygınlaşma göstermemiş. Buna rağmen Taşlı Yalı Butik Hotel hizmet veriyor. Önceki yıllarda Anadolu Kavağına girişte bulunan askeri nizamiyede aracın plakası yazılır hatta kimlik bırakılırdı.1976 yıllarına dek süren bu uygulamadan yapılan düzenlemelerle vazgeçilerek daha çok turizm gelişmesi sağlanmış. İstanbul dışından gelip mutlaka Boğazda farklı konumdaki lüks konaklamalar için Beylerbeyi çevresinde yalı otel ve apart daireler bulunuyor.
Bosphorus Pasha Hotel: Beylerbeyi'nde 14 odalı hotel.Tel: (0-216) 422 00 03.

İslami Tatil Rehberi

İslami anlayışa uygun tatil yapmak isteyen aileler için Güney sahilleri önceleri uzak durulması gereken yerlerdi. Fakat artık durum pek böyle değil. 10 yıl önce Caprice Palace ile başlayan islami oteller serisi son hızla devam etmekte, her yıl bu tür otellere yenileri eklenmetedir. İslami kesim rahatca tatilllerini yapacakları ve aynı zamanda dini vecibelerini rahatlıkla yerine getirebilecekleri bir merkez olma konumundalar.Bu otellerin tercih edilmelerinde en büyük etken kadınlara ve erkeklerin ayrı ayrı yüzme havuzları, mescid gibi özelliklerinde müşterilerinede sunulması.Diğer bir anlamda bayanlar için ayrı havuz ve erkekler için ayrı havuz bulunmaktadır.Sizlere islami otellerin veya tatil köylerinin bilgilerini sunmaya çalışacağız, gerisi sizin zevkinize göre olan islami otelden rezervasyon yapmaya ve ailenizle birlikte bütün bir yılın yorgunluğunu atmaya kalmış.Bu tatil yerlerini Muhafazakar kesim sıklıkla tercih etmekte.

Club & Hotel Asya : Karaburun mevki, izmir
Caprice Otel : Didim - Aydın
Beyza Otel: Altınoluk - Balıkesir
Club Familia: Çeşme - İzmir
The Ömer Termal:Kütahya merkez
Club Karaburun : Alanya
Hare Otel: Demirtaş-Alanya
Bera Otel : Alanya
Demirtaş Huzur Otel :Demirtaş-Alanya
Alanis Otel : Antalya
Club Samira: Eşme alan mevki- Alanya
Sah in Suit: Alanya
Roza Resort: Kaplıcalar Mevki - Kozaklı - Nevşehir
Burc Club: Selçuk-İzmir
Meltem Tatil Köyü: Çeşme - İzmir
Koral Thermal Resort: Afyonkarahisar
Oruçoğlu Thermal Resort : Afyonkarahisar
Soydan Termal Otel : Gazlıgöl Kaplıca bölgesi - Afyonkarahisar

Herşey dahil parolası ile yeni sezona giren halk arasında islami oteller,tesettür otelleri diye gecen bu tesisler; hanımlara özel yüzme havuzu, mescid, bayanlara ve erkeklere özel plajlar, tekne turları, su sporları, golf sahaları, çocuk kulübleri,spa merkezler, fitness salonları, hamam,futbol ve basketbol sahaları gibi aktiviteleri ile müşterilerine en iyiyi vermeye çalışmaktadır.Muhafazakar otellerden biri olan demirtas huzur otelin fotoğrafları yeralmaktad. Bazen kelimeler kifayetsiz kalır görüntülerin yanında.

Heybeliada Rum Meyhaneleri

İmparator II. Justinianus M.S. 569'da İstanbul çevresinde bulunan adalara saray, manastır gibi yapılar inşa ettirdiği için Marmara Adaları eskiden Prens Adaları olarak anılırmış. Manastırların çokluğundan, keşişlerin inzivaya çekildiği bu adalara Papaz Adaları da denilmiş.
İstanbul'a, 2.5 km. uzaklıkta yer alan adalar yıllardır İstanbul'un en gözde tatil ve piknik merkezi olma özelliğini koruyor. Önem dereceleri farklı Prens Adaları, Kınalıada (Proti), Burgazada (Antigoni), Kaşıkadası(Pita), Heybeliada(Halki), Büyükada (Prinkipo), Sedef Adası (Anderovitos), Tavşan Adası (Neandros), Yassıada(Plati) ve Sivriada (Ohia) da oluşuyor. Günümüzde Büyükada, Heybeliada, Burgazadası, Kınalıada, Sedef Adası, yerleşime açık adalar. Yassıada İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi tarafından kullanılırken, Kaşıkadası özel mülk, Sivriada ve Tavşanadası boş duruyor. İstanbul'dan yapılan gemi seferleri ile yıl boyu oturulur hale gelen ve nüfusu günden güne hızla artan adaların başında ilçe merkezi Büyükada geliyor. En yüksek tepesi Aya Yorgi Kilisesi'nin bulunduğu Yüce Tepe, her dinden insanın toplanıp, dua ederek dilekte bulunduğu tepesiyle de ünlü. Yüce Tepe özellikle 23 Nisan ve 24 Eylül tarihlerinde en kalabalık günlerini yaşıyor. Bir gün öncesinden adaya gelmeye başlayanlarla ada nüfusu adeta ikiye katlanıyor.Büyükada Aya Yorgi Manastırı sabahın erken saatlerinden itibaren Müslüman, Rum, Ermeni ve Yahudi azınlıkların akınına uğruyor, yol boyunca izdiham yaşanıyor. Adak dileyip dilek tutanların isteklerinin yerine geldiği inancıyla ziyaretçiler manastıra yıllardır olduğu gibi yalın ayak tırmanıyorlar. Birçoğu yol kenarına dileklerinin maketlerini taşlarla yapıyorlar. Türkiye'nin her yerinden 23 Nisan'da gelip dilekte bulunanlar, dilekleri yerine gelirse bu defa teşekkür için Eylül ayında yine ziyarete geliyorlar. Dilek tepesinde en çok satılan iplik ve mum oluyor. Kilise papazları sıcak kırmızı şarap satışı da yapıyorlar. Resmi hizmet araçlarının dışında motorlu taşıt kullanımının yasak olduğu adalarda ulaşım faytonlarla sağlanıyor. Ada sakinlerinin ve günübirlikçilerin en çok kullandığı taşıt ise bisiklet. Günübirlik geziler için adaya gelenlerin en büyük eğlencelerinden biri de ada turları. Çam ağaçları ile kaplı yollarda gerek faytonla gerekse bisikletle yapılan gezilerde kullanılan parkur, Büyükada'da büyük tur için 14 km. küçük tur için ise 7 km. sürüyor. Vapur iskelesi çevresinde zevkli bir çarşı, sahil restoran ve cafeler Splendid Palas Oteli, Anadolu Kulübü, Yıldızlar Oteli, Büyükada'da gündüz olduğu gibi gece de renkli yaşantılı cazibesiyle ilgi çekiyor.
Adada Yaşam : Vapurlar, deniz otobüsleri, motorlarla sürekli taşınarak adaya ayak basanlar, ilk önce iskele çevresinde telaşlı kalabalıklar oluşturuyorlar. Butiklerlerden, hediyelik eşya dükkân ve tezgâhlarından alışveriş yapanlar, ada restoran ve köftecilerinden etrafa yayılan iştah açıcı kokular, çeşitli alternatif davetkâr cafelerle renklenen iskele çevresinde farklı bir atmosfer yaşamaya başlıyorlar. Büyükada'nın saat kuleli meydanına çıkanlar, çevreye hâkim manzara karşısında poz poz anı fotoğrafları çekiyor, kafe ve pastanelerde sıcak soğuk serinleticilerle yorgunluk molası veriyorlar. Renkli ve zengin ada çarşısı, manavları, kiralık bisikletçileri, aralara yerleşmiş sokak kafeleri, midye tavacıları ile adım başı oturma arzusu uyandıran çarşı, dolaşanlara büyük zevk veriyor.

Büyük tur ; Fayton durağından sırada ki faytonlara binerek, nal sesleri arasında ada turuna başlayanlar, Nizam Yolunu takiben kaymakamlık binasını geçtikten sonra adanın oldukça sakin ve sessiz ortamında baş başa kalıyorlar. Birbirinden görkemli köşkler, konaklar sağınızda solunuzda estetik bahçeleri içinde devam ediyor. Faytoncu yolun inişinde atlara yardımcı olmak için frenlere asılıyor. Çıkışlarda freni boşaltıyor, ara sıra kamçıyı vurmadan gösteriyor, bu bile yetiyor, atlar canlanıyor. Atların mesaisi, bakımı, beslenmesi, tımarı, dinlenmesi hep programlı sekiz saat çalışıyorlar. Konuşursanız faytoncu anlatıyor, hepsi antrenmanlıdır, bakımlıdırlar. Kışın bilhassa kar yağdığı zaman doyumsuz olur buraları, o zaman atların ayağına kaymasın diye çuval bağlar çıkarız yola, her yer tablo gibi görünür… Çam ağaçları arasında Dil Burnu mesire yerinin sırtından geçiyor, Yörük Ali Plajını altınızda bırakıp koyu dolaşarak bu defa Aya Yorgi Kilisesi eteğinden geçiyorsunuz. Kilise tepenizde kalıyor. İsteyenler burada çay molası verip faytonu bekletiyor, kiliseye de çıkıyor. Tur boyunca elele yürüyenler, bisiklete binenlerle tura katılan romantikler olduğu kadar sportmenlere de rastlıyorsunuz. Büyükada'nın arka yüzünde de oteller, restoranlar bulunuyor, köşkler daha seyrekleşiyor. Ünlü romancı Reşat Nuri Güntekin'in evi de bu mevkide görülüyor. Rampalarda bisiklete pedal yetiştiremeyenler bisiklet yedeğinde düze kadar yürüyerek gidiyorlar. Karşınızda beliren Sedef Adası görüntüsüyle adeta büyülüyor. Büyükada'dan Sedef Adayı seyreden muhteşem koyda ise faytoncular için tahsis edilen yeni barınakları bulunuyor. Yola devamınla adanın iskele mevkiine yakın yoğun yerleşimin olduğu yüzüne yaklaşıyor ve hareketliliğin arttığına tanık oluyorsunuz. Kıyıda demirli teknelere bakan, restoranlar ve çarşının arkasından geçip fayton parkına ulaşıyor, büyük turu tamamlamış oluyorsunuz. Turlar Heybeli ve Burgazada da yapılıyor. Kınalıada da ise fayton bulunmuyor. İskelenin sağ tarafı restoranların omuz omuza sıralandığı bir lezzet cennetini andırıyor. İstanbul ve iskele manzarası bir yanınızda, fayton trafiğine kapalı yürüyüş alanı diğer tarafınızda, sipariş verdiğiniz yiyecekler masanızda, vapur saatinize dek mutluluğunuzu artırıyor. Hafif esintili hava, iştahınızı açarken, içilen soğuk biralar, buzlu rakılar, balık, midye, kalamar, patates tava, deniz börülcesi, roka salatası, domates söğüş, peynir, kavun, soğuk mezeler derken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor, kendinizi, kalkışınızı bir sonraki, hatta daha sonraki vapurun saatine ayarlıyorsunuz. İskeleye yeni gelen vapurlar, onları karşılayan yakınları, havanın kararması ile hareketlilik kazanıyor, bu defa adanın gecesi nasıl olur merakı başlıyor. Akşamın hazırlıkları başlıyor, beyaz örtülü masalar çoğalıyor, adanın İstanbul'a bakan çok restoranlı yüzü ışıl ışıl oluyor. Büyükada'nın konaklama tesislerinde kalanlar biraz da araç kullanma mecburiyetinin olmaması nedeniyle olsa gerek, gecenin keyfini doyasıya çıkartıyorlar. Açık mekânlara kurulan masalara yerleşenler, çeşitli lokallerden gelen canlı müziklerin yansıra, adaya has Rum müziği melodilerle coşup tempo tutuyor, tango, vals yapıyor, sirtaki oynuyor, bu oyunları geç saatlerde adanın sokaklarına dek taşıyorlar. Eğlenceler sabahın ilk saatlerine kadar sürerken, kimisi denize girerek, tostunu alıp, gün doğumunu atların nal sesleri eşliğinde fayton turuna çıkarak tamamlıyor.



Görülecek Yerler ; 2000 yıllık tarihi ve Bizans, Osmanlı, Türk ve batı kültürlerinin sentezi, yaklaşık 900 adet tarihi eser köşk, dinsel yapıları, çam ormanları ile süslü Büyükada da yapılacak gezilerde, görülecek birçok eser bulunuyor. Küçük Tur ( 7 km lik fayton turu) Büyük tur ( 14 km lik fayton turu) Yörükali Plajı, Dilburnu Piknik Alanı, Âşıklar YoluLunapark ve Viranbağ GazinosuYücetepe Aya Yorgi Manastırı ve KilisesiRum Yetimhanesi (Avrupa'nın en büyük ahşap yapısı, eski Prinkipo Palas) Romancı Reşat Nuri Güntekin'in yaşadığı evTroçki EviBüyükada Kültür Evi (Fabiato Köşkü) Hamidiye Camisi (Sultan II. Abdülhamit Tarafından Yapılmış) Hristos (Metamorfosis) Manastırı ve Kilisesi ve Aya Nikola Manastır ve Kilisesi, Aya Dimitri Kilisesi, Panayia Kilisesi, San Pacificio Latin Kilisesi, Aya Todori ŞapeliSurp Asdvadzadzin KilisesiHesed Le Avraam sinagoguAya Fotini, Aya Paraskevi, Aya Konstantin, Aya Yorgi AyazmalarıSplendid Oteli, Saydam Planet oteli, Princess OteliAnadolu Kulübü, Su Sporları kulübü, Seferoğlu Tesisleri, Değirmen Tesisleri, Mavi Kulüp Hacapulos Köşkü (Bugünkü hükümet Konağı, eski Emperyel Oteli), Con Paşa Köşkü, Sabuncakis Köşkü, Agopyan Köşkü, Sofranios Köşkü, Mizzi Köşkü, Vatikan Konutu.


Heybeliada; Türkler'in en yoğun olarak yaşadığı adaların biri. Deniz Lisesi, Harp Okulu ve senatoryumu ile bilinip ünlenen Heybeliada Büyükada'dan sonra ikinci büyüklükte. Adanın Değirmen Tepesi, Ümit Tepesi, Domuz Tepe en yüksek yerlerini oluşturuyor. Burgazada'ya bakan yönündeki Değirmenli alan Değirmen Mevkii piknik alanı ve plajı en çok rağbet gören yerlerin başında geliyor. Sonradan müze haline getirilen İsmet İnönü'nün evi ve bir restorasyon sonucu, yeniden hizmete giren Halki Palas isimli lüx otel hayranlık duyulan yerler arasında yer alıyor. Heybeliada'nın arka yüzünde Ege ve Akdeniz'in kıyılarını aratmayacak güzellikte koylar bulunuyor. Çam ağaçlarını denizle kucaklaştığı "Çam Limanı" ve "Alman Koyu" tekne ve yatların haftasonu denize açılanların önemli huzur sığınaklarından sayılıyor. Doğal liman Çam Limanı amatör balıkçıları da memnun edecek miktarda mezgit, istavrit, dil, kırlangıç, tekir gibi balıkların bolca tutulabildiği gözde balık yuvası olarak tanınıyor. Kınalıada, Burgazadası ve Sedef Adası, daha sakin ve daha küçük olmalarına karşın sıcak ve samimi atmosferi ile tercih ediliyor.Piknik malzemeleri ile adaları ziyaret edenler tüm adalarda çam ve çiçek kokuları arasında deniz havası alıp piknik yaparken, beraberlerinde getirdikleri müzik setlerinden günün sevilen parçalarını dinliyorlar. Patenle gezenler, voleybol, basketbol oynayanlar, merkep, bisiklet, faytonla yapılan turlara katılanlar, fotoğraf çekenler, cafelerde oturanlara, yürüyüş yapanlar gün boyunca doyasıya eğleniyorlar.Bu youtube görüntüsünü izleyerek istanbul adalar hakında fikir sahibi olabilirsiniz.


Adalara nasıl gidilir
Denizcilik İşletmesi'nin tarifeli şehir hatları gemilerinin İstanbul'un Sirkeci sahilinden adalara sürekli seferleri ile ulaşmak mümkün. Yaz sezonunda Kabataş'tan kalkan seferler ile yine Kabataş iskelesinden kalkan deniz otobüsü seferleri veya Kadıköy, Bostancı seferleri ile Kartal, Maltepe, Bostancı'dan kalkan gezi tekneleri diğer alternatifleri oluşturuyor.



Denizcilik İşletmesi'nin tarifeli şehir hatları gemilerinin İstanbul'un Sirkeci sahilinden adalara sürekli seferleri ile ulaşmak mümkün. Yaz sezonunda Kabataş'tan kalkan seferler ile yine Kabataş iskelesinden kalkan deniz otobüsü seferleri veya Kadıköy, Bostancı seferleri ile Kartal, Maltepe, Bostancı'dan kalkan gezi tekneleri diğer alternatifleri oluşturuyor.

Şehir Hatları Danışma,Tel: (0-212) 249 18 96(0-212) 244 02 07
Deniz Otobüsü için,Tel:(0-212) 516 12 12

Adalarda ne yenir

Adaların iskele çevresi birbirinden cazip ve çeşitlilikte restoranlarla dolu. Hazırladıkları gözalıcı dekorlarla deniz ürünlerini sergileyen ve bir kısmı haftasonları canlı müzik yapan restoranların ve otellerin yanısıra çok miktarda midye tava yapan açıkhava cafeler, dönerciler, lokmacılar, çay bahçeleri uğrak yeriniz olabilir.Adalarda sürekli konaklayanlar için düzenli kurulan semt pazarları gemiyle Yalova'dan gelen dalından henüz kopmuş körpe sebze ve meyveleri çeşit bolluğu içinde bulabileceğiniz yerler. Büyükada'nın sürekli çarşıları tüm ihtiyaçları karşılarken adaların balıkçıları sabahın erken saatlerinde tuttukları olta balıklarını plastik leğenlerde satışa sunuyor.

Yücetepe Gazinosu : Aya Yorgi Kilisesi'nin bulunduğu tepede hizmet veren lokanta mezeleri, köftesi ve kendisine has şarabı ile tanınıyor.Tel: (0-216) 382 13 33
Kapri Restaurant : Balık, et ve kebap çeşitleri ile hizmet veriyor.Tel: (0-216) 382 21 68
Milto Restaurant : Balık ve et üzerine çalıyor.Tel: (0-216) 382 53 12
Ali Baba Restaurant : Balık ve et üzerine çalışıyor.Tel: (0-216) 382 37 33
Kıyı Restaurant (Balık):Tel: (0-216) 382 56 06
Milano Restaurant (Balık, et):Tel: (0-216) 382 63 52
Pirinkipo Restaurant (Rum Meyhanesi):Tel: (0-216) 382 25 67
Yeni Lido Restaurant (Et ve balık):Tel: (0-216) 382 43 09
Yeni Façyo Restaurant (Et ve balık):Tel: (0-216) 382 60 63
Konak Lokantası (Türk ev yemekleri):Tel: (0-216) 382 54 79
Lunapark Gazinosu (Et çeşitleri ve çay bahçesi):Tel: (0-216) 382 72 37
Turing Kültür Evi (Cafe):Tel: (0-216) 382 86 20
Sinek Cafe&Bar :Tel: (0-216) 382 19 96
Viranbağ Gazinosu(Et çeşitleri ve çay bahçesi):

Adalarda konalayabileceiğiniz oteller/moteller

Yıldız otel : Çınar Caddesi Şehbal Sokak No: 1 - Büyükada (Tel no: 0(216) 382 80 00 -382 79 99 - 382 80 11)

Splendid Palace (Büyükada): 70 oda, 129 yatak, açık 150 kapalı 90 kişilik restoran, bahçe, yüzme havuzu ve çocuk havuzu ve TV odası bulunuyor.Tel: (0-216)382 69 50F ax: (0-216)382 67 75
Hotel Prenses (Büyükada)
Otel Saydam Planet (Büyükada)
Otel Merit Halki Palace (Heybeliada) : 45 odalı, 70 açık, 80 kişilik kapalı restoran, 2 konferans salonu(75 kişilik). 3 bar bahçe, sauna, yüzme havuzu, jakuzi, yat motor servisi. Plaja 150 metre uzaklıkta.Tel: (0-216) 351 88 00 Fax: (0-216)351 34 33

İğneada Tatil Yerleri

Karadeniz kıyısında 20 km uzaklıkta geniş bir kumsala sahip olan İğneada koruma altındaki yedi gölü, zengin doğası oksijen çadırından farksız havası ve bünyesinde sakladığı sürprizlerle yatırımcılar için çok cazip bir belde.Denizle ormanın kucaklaştığı Batı Karadeniz incisi İğneada sınırları içinde yer alan gölleri, oksijen çadırından farksız havası, leziz balıkları ve kolay ulaşımı ile doğaseverlerin gözbebeği. 20 km. uzunlukta geniş bir kumsala sahip olan İğneada koruma altındaki yedi gölü, zengin doğası ve bünyesinde sakladığı sürprizlerle yatırımcıları kendisine çekiyor. Şimdi Karadeniz'e, yemyeşil orman denizini geçip sahile yaklaşıyoruz. Evliya Çelebi ünlü Seyahatname'sinin 501. sayfasında Fatih'in akıncılarından İne Atlı Gazi'nin fethettiği bir belde harap, yıkılmış kalesi içinde odunculukla geçinen Rumlar yaşarmış diye yazmış. Bulgaristan sınırına 12 km. uzaklıktaki Kırklareli'ne bağlı İğneada dünden bugüne hem doğasını korumuş hem de villalarla, kooperatiflere kucak açmış. Yedigöller Milli Parkı ile rekabet edecek güzellikteki bölgede Erikli-Mert-Hamam-Pedina-Saka-Sülüklü ve Ramana isimleriyle anılan yedi göl bulunuyor. Sazan, kızılkanat, kefal, levrek, ilerya gibi balık çeşitlerinin yaşadığı göller koruma altında. 20 km. uzunluğundaki kumsalda yürüyüş yapmak, sezonda denize girmek ise bir başka keyif sayılıyor. MTA tarafından yapılan araştırmada içinde altın zerrecikleri bulunan kumsalda, ekonomik olmadığı gerekçesiyle üretimden vazgeçilmiş. Denizle orman havasını teneffüs ederek yürüyüşe çıkanlar stres atarken aynı kumsalda dalgaların taşıdığı deniz kabuklarını da topluyorlar. Haziran-Eylül ayları arasında çok sayıda ziyaretçinin yaz tatilini geçirdiği İğneada, kış aylarında da haftasonu kentten kaçanların huzur sığınağı olarak kabul ediliyor. Belediye sahilde 35 dönüm araziyi ağaçlandırıp çevre düzenlemesi yapmış. Pis sular oldukça gelişmiş bir kanalizasyon sistemiyle ormanın iç kesimlerine akıtılınca deniz içme suyu kadar temiz kalmış. Tipik Karadeniz sahillerinin aksine yaz aylarında sakin ve dalgasız deniz doğal liman olarak kuzey rüzgarlarına kapalı 150 metre sığ denizin yanısıra 3. ve 4. zamanın başlarında çevredeki dağlardan nehirler aracılığıyla gelen alüvyonların Rapana sırtı arası ile Limanköy Platosu'nun önündeki körfez doldurmasıyla bölge bu şekilde göller cennetine dönüşmüş. Yabani hayvanlar ve kuşlar için doğal barınak olan göllerin bir bölümü sazlıklarla kaplı. Özellikle Hamam ve Pedine gölleri Bulgaristan, Rusya, Tuna Nehri deltasından gelen kuğu, yabanördeği gibi göçmen kuşlara evsahipliği yapıyor. Bulgaristan tarafından gelen tekneleri ilk karşılayan deniz feneri, Liman Baba Türbesi'ni görebilirsiniz. Bulgar hududunu oluşturan üç metre enindeki Rezve Deresi kıyısına kurulu Beğendik Köyü, Atatürk Örnek Köyü olarak yapılmış. İğneada'ya 13 km. uzaklıktaki köyü gezebiliyorsunuz.

Dupnisa Mağarası, içinden nehir geçen, 3 km den fazla galerisiyle görülmeye değer güzellikte el değmemiş sarkıt ve dikitleriyle turizme hizmet veriyor.Kırklareli'ne bağlı Demirköy-İğneada ilçesi yolu üzerinden ayrılarak Sarpdere Köyü'nden ulaşılan Dupnisa Mağarası Yıldız Dağları Istranca Ormanları arasında yer alıyor. Yaz mevsimi ile kış arasında büyük sıcaklık farkı olan bölge, dışa açılmamış kendi güzelliğini koruyabilmiş bakir kalan ender yörelerden biri. Anıt ağaçlarla kaplı dpyumsuz güzellikteki orman içindeki Dupnisa Mağarası, mağara turizmine olduğu kadar av turizmine de açık bir bölgede bulunuyor. Palamut, kayın, meşe, kızılağaç, gürgen,düştübak, yabangülü, kame çiçeği, menekşe, papatya, gül ve savan çiçeği ile kaplı bölge Mayıs ve Haziran aylarında en iyi mevsimini yaşarken tavşan, sincap, tilki, porsuk, karaca, yaban keçisi, kurt, uçan kaçan hayvanları canlı zenginliğini oluşturuyor. Domuz avının yıl boyu serbest olduğu yörede Istıranca Ormanları arasından süzülüp gelen Mutlu Dere Bulgaristan sınırına devam ederek Karadeniz'e dökülüyor. Derenin Alabalık, Sazan, Bıyıklı, Sarıka balıklarını lezzetini keşfedenler serpme, olta ve kestirme gibi usullerle avlanıyorlar.Bol oksijenli ormanda süzülmüş tertemiz havada yapılan yürüyüş ise hem iyi bir spor oluyor, hem de zindelik kazandırıyor. Yöre halkının deyimiyle Sarpdere'nin "Buzdolabı" olarak anılan mağara, bu özelliği nedeniyle yazın sıcaktan kaçanların gözde piknik alanlarının başında geliyor.

Yosunlu Vadi Piknik Alanı ve Dupnisa Mağarası; Çevredeki ağaçların gövdeleri, dalları ve kayaların çevresi zümrüt yeşili yosunlarla kaplı su, kuş ve ormanın ürpertici rüzgar uğultusu eşliğinde mağaranın bulunduğu tepeye yaklaşanlar nehir yatağına paralel ilerlerken görkemli bir kaya köprü ile karşılıyorlar. Mağara ağzındaki kemerli köprü Roma Çağı köprülerinin mimarisini anımsatsa da bu insan eli değmeden oluşan, doğanın yöreye bir armağanı. Mağara içinden gelen dere kışın ılık, yazın çok soğuk olmasına karşın paçaları sıvayıp tünelin ağzından karşı kıyıya geçince Dupnisa'daki ürpertici ve gizemli yolculuk başlıyor. Sulu mağara diye de anılan Dupnisa'nın basık yatay açık ağzından başlayan yolculukta, kısa sürede galeri genişleyerek tavanı yükseliyor. Mağara girişinde, soldaki kahverengi tonlarının hakimiyetindeki kaya oluşumları ve sarkıt dikitler günümüze dek eldeğmemişliği korumuşlar.Geniş galeri 3.5 km devam eden tünelle zifiri karanlığa doğru uzanırken çeşitli koridor ve odacıklar, oyuklar dikkat çekiyor. Mağara içi akan derenin su sesine tavandan damlayan su sesleri karışırken araştırmacı olmayanlar ürperdikleri yerlerde geri dönüyorlar. Bakir, sulak arazi yapısı nedeniyle mağara canlılarının olabileceği ihtimalini de düşünerek çizme, baret gibi tedbirler almak faydalı olabilir.

Kuru Mağara; Dehşet verici görüntülerle dolu Dupnisa Mağarası'ndan çıkıp bu heyecanı bu defa Kuru Mağara'da yaşamak isterseniz mağara ağzından yukarıya gürgen ve palamut ağaçları ile kaplı yamaçta tırmanarak yaklaşık 15 dakikalık bir yürüyüşle Kuru Mağara'ya geliniyor. Sığınak olarak kulanılabilirliliği incelenmiş mağara ağzından çıkan ağaçların yanına 40*50 basamaklı ahşap merdivenden galeniye iniyorsunuz. Bu mağarada su yok ama karşı konulmaz güzellikler sergileyen sarkıt ve dikitler beyaz ve gri tondaki renkleri ile Pamukkale'yi anımsatıyor. Birbiri ardına dizili güzellikleri, merakınıza yenilip sizi içeri çekmeye yetiyor. Kısa yürüyüşünüz sırasında mağara ağzında Tahtalı (Güvercin) mağara içinde tavana asılı duran ve zaman zaman kuşa benzer tiz çığlıklar atan yarasa kolonisinin varlığı amatör meraklıların tedirginliğine neden oluyor. Oysa mağara derinlikleri sulu mağaraya dek uzanıyor. Yöre halkı, misafirperverliği, güleryüzü ve yardımseverliği ile dikkat çekerken ziyaretçilere de rehberlik yapıyor.Trakya'nın turizme açılan ilk ve tek mağarası olan Dupnisa, Kırklareli'nin 58 km kuzeydoğusunda Demirköy ilçesi Sarpdere Köyü yakınında yer alıyor. İstanbul' uzaklığı 230 km olan mağara, birbirine bağlı iki kat ve üç mağaradan oluşan "mağaralar sistemi" olarak tanınıyor. Toplam uzunluğu 2720 m olan sistemin üst katını "kuru" ve "kız" mağaraları oluştururken, alt bölümde "sulu mağara" yer alıyor. İçinden devamlı yeraltı nehri akışı olan mağara deniz seviyesinden 345 m yukarıda bulunuyor. Yolu yapılan Dupnisa'nın Kuru mağarası 250, sulu mağarasının 200 metrelik bölümü ışıklandırılarak turizme hizmet veriyor.

İğne adaya nasıl gidilir
İğneada 153 km'si otoban olmak üzere İstanbul'a 250 km uzaklıkta yer alıyor. İstanbul yönünden Edirne'ye doğru yol alan özel araçlılar Lüleburgaz ayrımında otobandan çıkarak Pınarhisar-Demirköy üzerinden Istranca ormanlarının doyumsuz manzarası arasında İğneada'ya ulaşıyorlar. Önceleri dar, inişli çıkışlı keskin virajlarla dolu olan yol, son yıllardaki çalışmalar sonucu genişletilmiş, sonu görülmeyen virajlardan kurtarılmış, araç kullanımının keyifli hale gelmesi sağlanmış. Yolculuk için otobüsü seçenler İstanbul-Esenler Otogarı'ndan Berk ve Görkey Turizm'e ait seferler ile 5 saatte gidebilirler. Günde 4-6 arasında sefer yapılan İğneada-İstanbul arası özel araçlarla yazın yaklaşık iki buçuk saat sürüyor. Pınarhisar-Demirköy-İğneada akaryakıt alabileceğiniz istasyonlar. Çerkezköy'de otoyoldan ayrılanlar, aynı konfora sahip yol ile Saray ilçesine kadar ulaşabiliyorlar. Yolun İğneada'ya kadar olan bölümü Istranca Ormanları içinden geçmektedir.(Yinede iğneada yolunda daha dikkatli olmanızı öneririz.İğneada yol haritası için tıklayın)
Berk Turizm & Görkey Turizm Telefonları
İğneada : 0 288 6922038
Kırklareli : 0 288 2141886
İstanbul : 0 212 6580165

İğne ada'da ne yenir
İğneada, Karadeniz balıklarının en bol ve taze olarak bulunabildiği yerlerin başında geliyor. Mevsimsel değişikliklerle çeşitlenen balıklar arasında kalkan, mersin balığı, kefal Mayıs ayının en çok görülenleri. Belediye binası yanında bulunan restoranlarda ailece oturup denize karşı ızgara ve tava kefal, kırlangıç buğlama, midye tava meze ve salata çeşitlerinin yiyebilirsiniz. Karadeniz Restoran Tel: (0-288) 692 25 71
Mustafa'nın Yeri (Liman üstü) Tel: (0-288) 694 41 71
Şahin Tepesi Restoran (Liman üstü) Tel: (0-288) 694 41 73
Deniz Restoran Tel: (0-288) 692 21 52
Balık halinde, denizden henüz çıkmış balıkları canlı olarak, ekonomik fiyatla alma imkanı da var.
Işık Restoran Tel: (0-288) 692 21 30
Gerali Restoran Tel: (0-288) 692 27 03
Güven Restoran Tel: (0-288) 692 26 61
BAL; İğneada ormanlık bölge olması nedeniyle burada üretilen ballar orman çiçeğinden ihtiva etmektedir. İğneada balları bu nedenle çok kaliteli ve sağlık açısından çok yararlı ballardır. İğneadada bir çok bal üreticisi bulunmaktadır. Bunların en önemlilerinden biri ADA BAL (0 288 6922275 - 0 555 4461813 - 0 533 2363956) dır. İğneada Orman Çiçeği balını mutlaka tadın ve almadan dönmeyin. Yörede üretilen Orman Çiçek balını Işık Markette bulabilirsiniz.
iğneada'da konaklayabileceğiniz otel, motel, pansiyon ve apartlar;
Muratcan Motel Tel: (0-288) 692 28 84
İğneAda Motel Tel: (0-288) 692 21 42
Özel İdare Dinlenme Tesisi Tel: (0-288) 692 21 35
Şirin PansiyonTel: (0-288) 692 23 08
Işık PansiyonTel: (0-288) 692 24 29
Karaca PansiyonTel: (0-288) 692 21 75
Murat PansiyonTel: (0-288) 692 23 71
Deniz PansiyonTel: (0-288) 692 21 70
Akkuş PansiyonTel: (0-288) 692 23 81
Nur PansiyonTel: (0-288) 692 22 73

Hisarönü Tatil Yerleri

Kırmızı renkli kumsalı dillere destan körfezi ile Hisarönü.İki asır önce kadın hastalıklarının tedavi merkezi Hisarönü, günümüzde astım ve kalp problemi olanların şifa merkezi. Balığı bol, denizi temiz, kırmızı renkli kumsallı, uzun plajı ile gün batımının boyadığı körfez bir tür yeryüzü cenneti...Bir yanda kent görünümlü Marmaris'te sürekli değişen ziyaretçilerin yarattığı, alışveriş, ulaşım, eğlence, karmaşası, diğer yanda merkeze çok yakın olmasına rağmen sakin, sessiz, ılık esintili atmosferine teslim tertemiz bir deniz. Durumu çok önceden fark eden İtalyanların hatta kampçıların tercih ettiği Hisarönü'ne Körfezine gidiyoruz. Marmaris ilçesine bağlı Hisarönü Köyü pırıl pırıl bir denize sahip. Bir tarafında Datça'ya giden Reşadiye Yarımadası diğer tarafında Orhaniye, Selimiye üzerinden ulaşılan Bozburun yolu arasında bulunuyor. Köy sahilden içerde kurulmuş. Kıyı kesiminde ise pansiyon, kamp alanları, günübirlik ziyaretçilerin mola yerleri ve turistik konaklama merkezleri yer alıyor. Hisarönü balıkların yumurta bıraktığı bir koy. Körfezin biraz rüzgar alan suları mercan, barbunya, levrek, çipura, karagöz, lahos, sinarit ve trança türlerine ev sahipliği yapıyor. Köy halkı ise yörenin özelliklerini değerlendirerek balıkçılık, balcılık ve turizm ile uğraşıyor. Deniz sadece temiz olmakla kalmıyor, özellikle sabah saatlerinde havuzu andıracak kadar durgun olup, sandalla, botla dolaşmaya, kürek sesi dinlemeye imkan veriyor. Öğleden sonraları başlayan esinti ise denizin hafifçe dalgalanmasına neden oluyor. Fakat dalgalar diğer koylarda görülenin aksine sahilin kirlenmesine sebep olacak atıklar getirmiyor. Körfez aynı zamanda ziyaretçilerine şölen gibi büyüleyici bir gün batımı yaşatıyor. Güneş ufuk hattına yaklaşmaya başladığı saatlerde körfezi bir renk cümbüşü kaplıyor. Gökyüzü ve deniz aynı anda kırmızıya boyanıyor, manzaranın ilginç yanı kumsalda bu renk armonisine katılıyor. Hisarönü Körfezinin özelliği 300 metreyi bulan sahili boyunca uzanan iri taneli, kırmızı renkli kumlardan oluşması. Bu kum yapısı sığ denizin dibinde de varlığını 15-20 metre sürdürürken ortaya aşırı bir kırmızılık çıkıyor. İki asır önceki tedavi merkezi Rutubetsiz, insanı bunaltmayan esintili iklimi ile bölge oldum olası romatizma ve astım hastalarının dikkatini çekmiş. 2000 yıl önce bölge kadın hastalıklarının tedavi merkezi olarak işlev görmüş. Sulak bir araziye sahip olan "Pazarlık" adlı yerleşim yerinde bu amaçla çok sayıda tedavi merkezi kurulmuş. Bugün bile ameliyat sonrası nekahet dönemi için Hisarönü'nün ideal bir enerji toplama ve dinlenme yeri olduğu belirtiliyor. Günümüzde ziyaretciler hem tatil yapıyor, hem dinleniyor ama Dünyada sayılı yerlerde bulunan yepyeni bir tedavi şekli ile Hisarönü kendinden farklı bahsettiriyor.Marmaris Resort Hisarönü KoyuTel: 0(252)467 01 10 - 467 01 28.

Çevrede Ne var, Ne yok Sahilden kiralanan tekneler ile Emel Sayın Koyuna, Kartal Koyuna, Bencik koyuna, Tavşan Adasına farklı yerlerde denize girmek için gidenler bir başka tur da ise Dişlice ve Kamelya Adalarını dolaşıyorlar. Kara yolunu tercih edenlerin gezi durakları arasında, Keçi Bükü, Orhaniye'nin ünlü Kızkumu sahili, Selimiye, köye ismini veren kale ve duvarlar, Pazarlık mevkiindeki antik tiyatro, kent kalıntıları, Turgut Köyü, Şelale mevki, Bayırköy anıt ağaçları görülen yerler arasında bulunuyor.

Hisarönüne nasıl gidilir
Dalaman Hava alanına uçakla veya Marmaris'e otobüsle gelenler Hisarönü Körfezine Orhaniye, Bozburun'a sefer yapan minibüslerle ulaşabilirler. Özel araçlarıyla yola devam edenler Marmaris'ten çıkışla, yol genişletme çalışmalarıyla genişletilen, bazı bölümleri yeniden yapılan bir güzergahla rahat bir yolculuk yapabilirler. Marmaris'ten Datça yönüne 22 km sonra sola sapılarak Hisarönü Körfezine ve köyüne ulaşabilirsiniz. Çam ağaçları ve baharda yoğun kır çiçekleri ile kaplı alanda en yakın akaryakıt istasyonu Keçibükü marina içi kıyıda bulunuyor.(shell) . Bölge Marmaris çıkışlı jeep safari yolcularının da Orhaniye öncesi geçiş güzergahı üzerinde bulunuyor. Hisarönü Koyu sörf tutkunları için de elverişli ve emniyetli sayılıyor.


Hisarönünde ne yenir

Bölge de alınabilecekler arasında Marmaris'in ünlü çam balı, yörede yetişen defne, kekik, adaçayı, gibi bazı yapraklar bulunuyor. Otellerin restoranları konuklarına açık büfeleri ile zengin çeşitler sunarken Körfez manzaralı, ızgara dumanları arasında cazip olduğu kadar imrendirici ortamlar iştah açıyor. Sahilde bulunan pansiyon motel, kamp alanlarında kalanlar için ekonomik, oldukça keyifli ortamlar, mütevazı seçenekler ve sahil bar bulunuyor.Hisarönü yolu üzeri Aspıran Mevkiinde hizmet veren Pınar yanı Türkel Restoran dağ kekikli tandırı, yörük ayranı, pide çeşitleri, köy kahvaltısı, tavuk, balık, deniz ürünleri beğeniliyor. Yol üzeri bir çok gözlemeci, kır lokantası, oto-duşlu mola yeri yer alıyor. Orhaniye Sahili bir başka alternatif olurken, gün içinde tekne turlarına katılanlara teknede mangal sefası yapılıyor. Turistik, restoran tipi olmayan balık türleri veya tavuklar ızgarada pişirilip salata, makarna, karpuzdan dan oluşan bir mönü ile sunuluyor.Hisarönü Beş yıldızlı Marmaris Resort otelde konaklayanlar ise, marifetli aşçılar tarafından hazırlanan hem damağa, hem göze hitap eden açık büfelerde çeşit zenginliği içinde yiyeceklerini seçebiliyorlar. Salatalar, soğuklar, sıcaklar, tatlılar, ekmekler, içecekler için ayrı ayrı kurulan büfelerde sıra beklememek için çeşitlerde tekrarlar sağlanmış.

Hisarönünde konaklayabileceğiniz otel, motel, pansiyon ve apartlar; Hisarönü Marmaris Resort Hisarönü Koyu sahilinde ise ultra oteller sınıfında sayılan beş yıldızlı 320 odalı Hisarönü Marmaris Resort yer alıyor. Otel; Dünyada çok ender bulunan yunus balıkları ile tedavi şekli uygulamasıyla dünyanın her tarafından konuk çekiyor. Tedavi için gelenleri ayrı ünitedelerde ağırlıyor. Tatil ve dinlenme amaçlı gelen konuklara geniş bir alana yayılmış olan bölümlerde her türlü su sporlarını yapma, hocalar eşliğinde öğrenme ve malzeme edinme imkanı buluyorlar. Akşam yemeği sonrası skeçler, gösterilerle hergün değişik animasyonlar düzenleniyor. Spor sahaları, su kaykayları, çocuklar için el becerilerini geliştirme, hoş vakit geçirtmek için çeşitli hobiler edinebiliyorlar, saçlarına değişik modeller uyguluyorlar. Açık ve kapalı Restoranın çeşitli salonlarında kurulu büfelerinde çeşit zenginliği sunuluyor. TV salonu, 3 snackbar, 3 kafe, bir anfitiyatro, disko, dükkanlar, dört havuz sauna, fitness salonu, türk hamamı gibi ünitelerden yararlanan konuklar, masa tenisi, dartl oyunu, aerobik, okçuluk, minyatür futbol, plaj voleybolu, kano, dağ bisikleti yapabiliyor. Marmaris Resort Otel modern mimarisi ile dikkat çeken yüksek kapasiteli toplantı, seminer salonlarıyla yılboyu kongre turizmine de imkan tanıyor.Marmaris Resort Delphinpark Hisaronu KoyuTel: 0(252) - 467 01 10 - Faks :0(252)467 01 28 .Hisarönü Körfezi sahiline sıralı bir çok tesis ve kamp alanı bulunuyor.Hisarönü koyu içinde Golden Key Motel:Tel no:0(252) 466 61 60 Denize 250 metre uzaklıktaki Aybay Apart pansiyon da, iki yataklı, ekonomik fiyatlı, banyolu odalara sahip. Rezervasyon için Aynur Aybay ile kontak kurulabilir.Tel no: 0(252 ) 466 60 10Körfezde Uçpa Otel, Kamelya Motel, Baba Kamil Motel, Asuhan Motel, Gelincik Pansiyon, Melba Pansiyon ile Sargın, Angora, Evcan, Hisar gibi kamp alanları bulunuyor. Okaliptus, günlük ve çeşitli ağaçlarla kaplı kamp alanlarında ağaç gölgesine çadır kurabilir veya karavanla tatil yaparken kuş ve yoğun ağustos böceği sesleri arasında dinlenebilir, belki de yıllardır yapmadığınız şekilde tulumbadan su çekebilirsiniz.

Kerpe Tatil Yerleri

İstanbula yakın tatil yerlerinden olan Kerpe tarihte Kalpe olarak anılır, İstanbul'dan üç kürek günü mesafede gösterilir, "öküz boynuzu biçiminde tarif edilirmiş. İtalya'dan yola çıkan denizciler Trabzon'a getirdikleri çeşitli eşyaları, Rusya'dan veya İpek Yolu'yla gelip Kandıra'dan geçen tüccarlar hep aynı noktada mallarının değiş tokuşlarını Trabzon'da yaparlarmış. Bu güzergah üzerinde denizciler, denizin uygun olmayan durumlarında Karadeniz'deki tek doğal liman olan Kerpe'ye sığınırlarmış. Karadeniz'in batıya bakan bu tek koyu deniz fırtınalı da olsa dalgasız koy korunaklı bir liman olarak kullanılırmış. Açık deniz özelliği görünmeyen koyun, zemini kum, derinliği 50 metre boyunca diz hizasını geçmeyince günümüzde çocukların bile emniyetle yüzecekleri eşi bulunmaz bir plaj konumuna geçmiş. Geçtiğimiz yıl yapılan altyapı çalışmaları bitirilmiş, Kerpe'deki foseptik sistemi kaldırılıp kanalizasyon döşenerek arıtma sistemi hizmete sokulmuş ve denizin tertemiz olması sağlanmış. Kerpe şimdi "Mavi Bayrak" peşinde.

Kerpe'de neler yapabilirsiniz

Temiz deniz ve orman havası teneffüs ederek, yeşile ve Rusya'ya uzanan ufuk hattına bakarak gözlerinizi ve bedeninizi dinlendirirken leziz bir yemek yiyebilirsiniz. Orman içinde veya sahil kayalıklarında ailece veya grupla hatta yalnız yürüyüşe çıkabilir, enerji depolarsınız. Tekne kiralayıp Kerpe çevresinde dolaşabilir, Kerpe Burnu arkasındaki Miço Limanı'nın anıt kayalarını, gizli koylarını, dehlizlerini birde denizden görebilirsiniz. Kerpe yakınlarındaki Sarısu ve Kurtyeri deresinde oltayla sazan avcılığı yapabilirsiniz. Av sezonunda Rusya'dan gelen bıldırcın, çulluk, Balkanlar'dan gelen üveyiklere rastlayabilirsiniz. Kerpe merkezde çay bahçelerinde, cafelerde oturabilir, trafiğe kapalı gezi alanında dolaşabilirsiniz. Su altına meraklıysanız Kerpe Burnu kayalıklarında denize girip zıpkınla kefal, levrek, kofana, karagöz avlayabilir, 10-12 metre derinlikte yatan amphoraları görebilirsiniz. Bu kayalıklarda uçurtma uçurabilir, fotoğraf çekebilir, resim yapabilir, beraberinizde getirdiğiniz havlu veya şezlonglarda güneşlenebilir, denize girebilir, akşam olunca da Ayvalık'ın "şeytan sofrası"ndaki gün batımını anımsatır biçimde Kerpe'de de nazlana nazlana denize batan güneşin şölenini elinizdeki içeceklerle izleyebilirsiniz. Kerpe'de gece kalanlar, disco-bar'a veya Efes Pilsen'in bu yıl açtığı birahaneye gidebilir veya fast-food satan yerlere uğrayabilirsiniz. Yazlıklar, villalar, arsalar görecekleriniz arsında yer alırken, Milli formayla attığı gollerle Milli Takımın başarısında pay sahibi olan ve kayalıklara giden yol üzerinde bulunan Hakan Şükür'ün ikiz daireli yazlığını, belki kendisini de görebilirsiniz. Yağmur sonrası toprak ve çiçek kokusunun açığa çıktığı Kerpe'de denizden gelen gerçek yosun kokusunu rüzgar karayel estiği zaman duyabilirsiniz. Plajda yüzebilir, kabin, şezlong, şemsiye kiralayabilir, Sahildeki restorantlarında Kerpe koyunu seyrederek taze balık yiğebilirsiniz. Karadeniz'in hırçın dalgalarına göğüs gerip, şekilden şekile giren kayalar, heykeltraşları kıskandıracak, görenleri hayrete düşürecek kadar ilginç bir görünüm sergiliyor.Kerpe'den ayrılıp kısa süreli yolculukla ulaşılabilen Kefken yakınlarında, Kovanağzı bulunuyor. Yazlık villaların çokça görüldüğü koydan ilerleyenler rampayı çıkıp 500 metre toprak yoldan sola denize yönelirlerse Pembe Kayalar'a ulaşıyorlar. Bir zamanlar Karadeniz'in az tuzlu denizine intibak eden tatlısu alabalıklarının yetiştirildiği Pembe Kayalar'da artık deniz alası üretimi durdurulmuş. Kefken Adası karşısında çok keyifli piknik yapanlar, balık tutanlar, güneşlenenler, bisiklete binenlere rastlanıyor. Pembe renkli kayaların deniz seviyesinde ise baklava biçimli kesilmiş kayalar görebilirsiniz. İlginç jeolojik yapısı nedeniyle görülmesi gereken bu kayalar suyun içinde yumuşak çıkarıldıktan sonra sertleşmektedir. Bu özelliği nedeniyle, Osmanlı döneminde insan gücüyle dikdörtgenler şeklinde kesilerek İstanbul'a getirilmiş Sultanahmet Camii dahil bir çok caminin yapımında ve Anadolu Hisarı'nın inşaasında kullanılmış. Kıyı emniyeti ve kurtarma ekiplerinin yer aldığı Kefken Adası ise tekne gezisi yapıp tarihi kalıntıları görebileceğiniz, piknik yapıp yüzebileceğiniz 45 dakikalık mesafeyle Pembe Kayalar'ın karşısında görülüyor. Aynı sahilin devamında ise yazlıkların istilasındaki bir başka kıyı kenti Cebeci bulunuyor. Seçeneklerden bir başkası ise Kefken'de... Renk renk teknelerin yer aldığı koyuyla köy pazarı ile renkli bir portre çizen Kefken eve dönüşünüzde ilk elden balık alabileceğiniz olanaklar sunuyor.

Kerpe'ye nasıl gidilir
İstanbul'dan özel araçla yola çıkanlar otoyolu tercih ederlerse, İzmit'i tünelleri geçip kent içine girmeden, arkadan dolaşarak Kandıra yol ayrımına gelecekler. Buradan gişelere ücret ödeyerek geçtikten sonra Shell akaryakıt istasyonu üzerinden aynı konfor aynı güzellikle bu defa 3 şeritli yapılan Kandıra yoluyla tatlı meyili çıkıp hafif ve zevkli virajlar eşliğinde orman içinden geçerek Kandıra'ya ulaşacaklar. Kandıra merkezden 10 km sonra yine asfalt yine yemyeşil bu defa 2 şeritli yoldan bu şirin tatil mahallesine cetvel gibi dümdüz bir yolla gireceksiniz. Bu güzergah motosiklet sürücüleri içinde tozsuz topraksız temiz zeminli, Kerpe ve Kefken'e zevkli, manzaralı bir yol vaad ediyor. Kerpe'ye yaklaşırken sebze, meyva, yoğurt, peynir, tere, roka, kıvırcık, taze soğan, ıspanak, pazı, köy yumurtasının satıldığı tezgahlar, bahçe dekorları ve çiçek satıcıları uğrak noktalarınız olabilir. Kerpe, İstanbul'dan çıkanlar için 1 saat 50 dakikada, İzmit'ten 35 dakikada ulaşabilecekleri mesafede bulunuyor. Hafta sonları günübirlik piknik yapmaya gelenler, yazlıklarında hafta sonu geçirmek isteyenlerin fazla oluşu nedeniyle güzergah boyunca araç konvoylarına rastlanıyor.Eğer kerpeye özel aracınızla değilde otobüs firması ile gitmek isterseniz, İstanbul Esenlerden Metro Turizm (0-212) 658 38 71, Haremden Gürkan Turizm (0-216) 532 03 00 ile isteğe bağlı olarak Kandıra ve Kerpe'ye ulaşabilirisiniz.

Kerpe'de ne yenir
Az tuzlu denizin balıkları nefis olur derler. Karadeniz'in bu şirin mahallesi Kerpe'de tavsiye edilen yiyeceklerin başında yöresel balıklar geliyor. Mevsime hatta aylara göre, değişiklikler sunan balık çeşitleri 1 Mayıs-1 Eylül arası balık avlama yasağı nedeniyle avlanamıyorlarsa da küçük ağ ve olta balıkçılığı serbest olunca her gün buza, şoka girmemiş taze yöre balıkları yeme imkanı bulunuyor. Balık yemek için seçeneklerin başında Kerpe Kayalıkları'na giden yolda ki Karagöz Restoran geliyor. Mayıs-Haziran aylarında tekir, istavrit, kalkan Eylül'de lüfer, palamut doyumsuz, parmak yalatacak kadar leziz olurlar diye de ekliyorlar. Karagöz Restoran midye ve kalamar tavada iddialarını sürdürürlerken ekmek içi, ceviz içi, yoğurt, süt, sarmısak, zeytinyağı ile yapılan taratorları beğeniliyor. Konuklar bir şey söylemezse balıklar mısır ununda kızartılıyor altın sarısı renkle sunuluyor. Izgarayı tercih edenler için gün boyu meşe odunu mangalımız yanar diyorlar. Restoran kıyısında bağlı tekneleri göstererek işte bu tekirler, bu teknenin balığı diyorlar. Restoranın "Mancı" isimli soslu patlıcan biber kızartması ve közlemiş patlıcan sızma yağ, ince kıyılmış soğan, maydanoz, dereotu ile yapılan patlıcan közleme seviliyor. Limon, zeytinyağı, dövülmüş sarmısak soslu acı roka salatası, patates tava, köy ekmeği, Kandıra'nın ünlü kaşıktan düşmeyen yoğurdu, Kandıra peyniri, kekik otlamış yöre hayvanlarının ızgara pişirimleri, denizden esen rüzgarın taşıdığı yosun kokusuna karışan anason kokusuyla çevreye yayılıyor. Karagöz restoran konuklarına evlerine gelmiş misafir yakınlığı gösterirken, yemek sonrası ikram edilen tahin helva, çay, kahve veya meyvadan ücret almıyorlar. Konuklar arzu ederlerse, restorandan Kandıra yoğurdu ve peyniri satın alıp eve götürebiliyorlar. Yenilen köy ürünlerinin hemen hemen hepsi bahçelerden günlük toplanmış olanlardan yapılıyor.Kerpe'de kahvaltı için Karagöz Restoran'ı tercih edenlere köy peyniri, ev reçeli, köy yumurtası, köy ekmeği, yağı ve sütü açık büfede sunuluyor.Kerpe'de yazın faaliyet gösteren iki disko, Kayalıklar Mevkiinde gençlik kafesi, sahil boyunca çay bahçeleri, çeşitli fast food lokantalar hizmet veriyor.
Karagöz restoran : 0262 561 20 22
Soğukpınar alabalık 0537 442 36 86
Kerpe restoran 0262 561 25 82
Yörük çadırı 0262 561 25 83
Kaptan Pansiyon Cafe
Kerpede konaklayabileceğiniz otel, motel, pansiyon ve apartlar;

Otel Kerpe
Varuna kerpe oteli
Kaptan Pansiyon
Saygın Apart Pansiyon
Uğur Pansiyon : Tel : 0 262 561 23 68
Sami Reis Pansiyon : Tel: 0 262 561 26 28
Özkan Apart : Tel: 0 262 566 72
Hotel Kefken : Tel: 0 262 563 75 08
Yeniay Pansiyon: Tel: 0 262 563 61 16

Erdek Tatil Yerleri

Yarımadanın incisi Erdek ve henüz doğal güzelliklerini kaybetmemiş, uygun fiyatlarıyla Kapıdağ yarımadası'nı Turizm cazibe merkezi yapmış. Balıkesir'in Bandırma İlçesine bağlı Erdek Türk turizminin daha ilk başladığı yıllarda başta İstanbul olmak üzere birçok ilden gelen turistleri ağırlamasıyla ünlenmiş.

Akdenizi aratmayacak güzellikteki birbirinden ilginç dantel koyları, oksijeni bol çiçek ve deniz kokulu, rüzgârlı tertemiz havası, sık bitki örtüsü, yöreye has damak tadıyla Kapıdağ Yarımadası ve Erdek turizmcilerin bugün de ilgi odağı olmayı başarıyor. Yarımadanın incisi Erdek ve henüz doğal özelliklerini kaybetmemiş köyleri, ekonomik fiyatları ile Kapıdağ Yarımadası'nı Turizm cazibe merkezi yaparken, İstanbul'dan feribot seferleri ile 2 saatte ulaşılması, Bursa, Çanakkale bağlantısı Erdek'in cazibesini artırıyor. Yıl boyu açık tesisleri, natürel doğa yapısı, iklimi, zengin bitki örtüsüne sahip Kapıdağ Yarımadası, yazın olduğu gibi diğer mevsimlerde hafta sonu tatili ve pazar alışverişi, doğa spor ve aktiviteleri ile turizme yeni alternatifler sunuyor.

Erdek'te yaşam; Yörede bulunan kamp ve otel bolluğunun yanı sıra yazlık sayısının da hayli yüksek olduğu Erdek'te ailelerin ilk tercih ettiği yerlerin başında konaklama tesisleriyle iç içe bulunan ve ücretsiz olup, boydan boya uzanan kum plajlar geliyor. Mayıs, Haziran aylarında 30 derece olan su sıcaklığı, Temmuz, Ağustos aylarında 33 dereceye kadar çıkabiliyor. Alt yapı çalışmaları ve konuyla ilgili problemleri yıllar önce halledip, ekonomik fiyatlı konaklama imkânı sağlarken, yatak sayısını hayli artıran Erdek'te, en az plajlar kadar ilgi odağı olup bir başka rağbet gören yer, kıyı bandı üzerine sıralanmış çay bahçeleri oluyor. Erdek sevdalılarının vazgeçilmez mekânlarından olan ve düzenli bahçeler içinde, ağaç gölgesine kurulu çay bahçeleri, müdavimleri tarafından günün erken saatlerinde dolmaya başlıyor. Denize karşı masalara günlük gazeteleri ile yerleşenler, gelirken aldıkları fırından henüz çıkmış taze poğaça ve simitleri, demli çaylarını yudumlarken büyük keyifle yiyorlar. Çay bahçelerinin bakış açısı içinde bulunan İskele ve çevresi, Avşa, Marmara Adası, Paşa Limanı Adası arası çalışan teknelerin gidiş geliş saatlerinde artan telaşlı seyirlik bir kalabalığa sahne oluyor. Sahil bandı kıyıya yanaşan balıkçı tekneleri, ağlarını onaran balıkçılarla renkleniyor. Günün ilerleyen saatleri akşamla buluşunca, oldukça temiz ve düzenli bir görünüm sergileyen sokaklarda, cadde ve meydanda hareketlilik artıyor. Hediyelik eşya satan dükkânlar, butikler, lokantaların yanı sıra, incik, boncuk türü takı satan dükkânlar büyük ilgi görüyor. Erdek'in hediyelikleri arasında ilk sırada yer alan takılar, tokalar, küpeler, kolyeler ve her türlü süs eşyası satan dükkânlar, tezgâhlar, "Erdek kızları güzel olur" sözünü doğrularcasına renkli gözlü genç ve güzel kızlarla doluyor. Haşlanmış mısır, dondurma, çekirdek yiyerek bir aşağı bir yukarı yemek sonrası yapılan yürüyüşler geçenin geç saatlerine dek ailece sürüyor. Erdek koyunun en uzak noktasında bulunan yüksek tepe ise, Erdek'in tamamını bir çırpıda görebileceğiniz muhteşem panoramaya ev sahipliği yaparken, ayrıca "Dilek Tepesi" olarak anılıyor. Araçla, bisikletle veya yürüyerek gelenler burada bulunan küçük çam ağaçlı korulukta dolaşıyor, dilek ağacına çevirdikleri bazı ağaçlara bağladıkları ip, kurdele, kordon benzeri kuşaklarla dilek tutup, isteklerde bulunuyorlar. Alışveriş Renkli ve inanılmaz çeşitler barındıran zengin pazar, alış verişi hiç düşünmeyenleri bile baştan çıkaran güzellikte ve tazelikte ürünler barındırıyor. Çevre köylerden birkaç saat önce dalından koparılıp tezgâha serilen yeşilbiber çeşitleri, körpe salatalıklar, kırmızı soğanlar, salamura zeytinler, kirazlar albenileri ile aklınızı çeliyor. Ev turşusu kurmaya meraklı olanlar için körpe kornişon salatalıklar, pek de manavlarda görmeye alışmadığımız türden biber çeşitleri, küçük patlıcanlar, yeşil domatesler, rezene otları, bahçe dereotu, körpe fasulyeler ve daha neler neler içi boşalmadan, dışı pörsümeden alınacak malzemeler olarak alıcı bekliyor. Yazlıkta, pansiyonda kalanlar aldıkları taze sebzelerle yemek yapmanın zevkini yaşıyorlar. Çarşıda yer alan dükkânlar ve adeta bir zeytin cenneti dedirten tezgâhlarında vitrinlerinde, şık şişelerde sundukları zeytinlerden müşterilerine tadarak yeme imkânı veriyorlar. Her biri ince veya kalın kabuğu, çekirdek büyüklüğü, rengi, et kalınlığı, görünüşü, lezzetleri, yağ miktarı, tuz oranı gibi ayrı özelliğe sahip 10-15 çeşit sadece siyah zeytin arasında hangisinden alacağınızı şaşırıyor, beğendiğiniz çeşitlerden ayrı ayrı paket torbalar yaptırmak zorunda kalıyorsunuz. Çevrede ne var ne yokSahil yoluyla çevresini turlayabileceğiniz Kapıdağ Yarımadası'nda Aşağı Yapıcı, Tatlısu, Karşıyaka, Çakıl, Kestanelik, Çayağzı, Ballıpınar, Ormanlı, Turan, Doğanla, İlhan, Narlı, Ocaklar, Erdek, Seyitgazi, gibi yerleşim alanları yer alırken, iç kısımlarda Çeltikçi, Belkız-Kyzikos harabeleri, Hamamlı, Kirazlı Manastır, Muhle kalesi gibi tarihi kalıntılar bulunuyor.

Gezilip görülecek yerler: Bandırma yönünden gelirken

Erdek girişinde Kyzikos harabeleri bulunuyor. Toprak altında kalıp otların örttüğü kentin 1 km ilerisinde ise Hadrianus Tapınağı duvarları bulunuyor. Kyzikos tabelasının 100 metre sağında Düzler Köyü girişinde ilerleyenler Yukarı Yapıcı Köyü'nden sağa dönüş yapıp yaklaşık 10 km sonra Manastır Mevkii'ne ulaşıyorlar. Sık bitki örtüsü, dönemeçli ve rampalı orman yolu ile ulaşılan manastır mevkiinde geniş bir alan ve manastır kalıntıları görülüyor. Kontrolsüz büyüme gösteren bitki ve otların kuşatması altında kalan yapının çatısı olmadığı için yağışlardan oldukça hasar gördüğü sadece manastır duvarları ve yapı zemin bölümlerinin ayakta kalabildiği gözleniyor. Kapıdağ Yarımadasının doğal yapısı içinde görülen biçimli kayalar, mağaralar, kıyı şekilleri, adalar başka yerlerdekilere benzerlik göstermeyen farklılıklar barındırıyor.

Erdek Tarihçesi; Tarih boyunca çeşitli defalar el değiştiren Erdek 1336 yılında Osmanlı İmparatorluğu altına girmiş. Tarihte Erdek "Paremo", "Artaki" ve "Artak" gibi isimlerle anılmış. Erdek (Artake), Kapıdağ Yarımadası'nın güney eteklerinde antik adı Mysia olan bölgenin sınırları içinde kurulmuş. M.Ö. 1200'lerden sonra bir Trak boyu olan Dalion'lar tarafından ele geçirilen yöreye eskiden Dalionis denilmiş yöredeki en önemli antik yerleşim merkezi Kyzikoz (Belkız) olmuş. M.Ö. 7. Yüzyılın ilk yarısında Miletosluların kurduğu antik Propontis bölgesinin en eski İon kentlerinden biri olan Kapıdağ Yarımadası kenti yaklaşık 200 parça gemi barındırabilen doğal iki limanı, sert kuzey rüzgârlarından korunaklı özellikler taşıyor. Seyit Gazi Tepesinde Orta Çağ kale burçları, Aşağı Yapıcı köyü yolu üzerinde başlayan kent sur kalıntıları yer alan ve Arkeolojik değerleri çok yüksek olan Erdek çevresinde bulunmuş bazı tarihi eserler, İstanbul Arkeoloji müzesinde sergileniyor.


Erdek'e Nasıl gidilir

Bandırma ve Erdek'e gitmek için, İstanbul Yenikapı'dan kalkan feribotlarla 1 saat 45 dakikada ulaşım imkanı bulunuyor. Yüksek araç kapasiteli lüks feribotların kış tarifesi için İstanbul Erdek direk seferler için şimdiden çalışmalara başlanmış. Erdek-Bandırma arası 22 km. İstanbul-Erdek, Bursa üzerinden karayoluyla 339 km, Ankara-Erdek 512 km uzaklıkta bulunuyor. Kapıdağ yarımadası'nın sahil yolu ise kullanılabilir. Toprak yol bol virajlı, inişli çıkışlı ve manzaralı. Yaz aylarında Mavi yolculuğa ve tekne turlarına çıkacaklar için kum plajlı, korunaklı koylar yer alıyor. Çevrede Manyas Kuş Cennet, Truva Antik Kenti, veya Avşa, Marmara, Paşa limanı ada turları diğer alternatifler.

Erdekte ne yenir

Kapıdağ Yarımadası'nın en büyük özelliği Türkiye'de sadece bu bölgede yetişen kırmızı soğan. Kocaburgaz ve Şahinburgaz köyleri başta olmak üzere yörede yetiştirilen balık yemeklerinin tabak arkadaşı kırmızı soğanlar rengi, tatlı ve sulu oluşu ile de ünlü. Bölgenin büyük bölümü zeytin ağaçları ile kaplı olması nedeniyle yörenin "çizme", "kırma", "sele" gibi birçok zeytin çeşidi yapılıyor. Yemeklerin lezzetine lezzet katan sızma zeytin yağı, zeytin turşuları, balık konserveleri, peynir çeşitleri, şaraplar, vazgeçilmez tatlar arasında. Erdek ve köylerinden toplanan sebze, meyve ve yöresel otların bulunabildiği zengin Pazar ise Pazartesi günleri Erdek merkezinde kuruluyor. Yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgi gösterdiği pazarda az görülen birçok şifalı ot, baharat, değişik sebze türleri köylülerden satın alınabiliyor. Az tuzlu Marmara denizinin bu bölgede daha sık rastlanan balık çeşitleri yerli uskumru, mırmır, mezgit, pullu sardalya, karagöz gibi balık çeşitlerini deniz kokusu üzerinde alma imkanı bulunan Erdek'te,sahil boyu çay bahçeleri ve cafelerle dolu. Güne fırından yeni çıkmış poğaça, simit, ve börekle başlayanlar tavşan kanı demli çaylarını Zeytinli Adası'na karşı yudumluyorlar. Birçoğu aile işletmesi olan restoranlarda ev mantısı, ev turşusu, ev baklavası, gözlemeler, yoğurtlu kebaplar yenebiliyor. Yarımadanın Çayağazı köyündeki Ali Ahmet Balık lokantası ise sarımsaklı, kırmızı soğanlı salatası, tarama ve balık ürünleri ile ün yapmış.


Erdekte konaklayabileceiğiniz oteller/moteller
Ege ve Akdeniz popüler olmadan önce İstanbulluların ilk tercihleri olan Erdek'te yüksek yatak kapasitesine sahip birçok otel, motel, pansiyon ve kamp alanı var.


Toronto Hotel : Tel: 0(266) 835 14 21
Demirbağ Otel : Tel: 0(266) 845 61 88
Hotel Çizenel :Çuğra Mevkii PTT Kampı yanı Tel: 0(266) 835 12 02
Hotel Yağcı : Çuğra Mevkii Tel: 0(266) 835 16 77
Otel Pınar : Kamplar Yolu Mangırcı Mevkii Tel: 0(266) 855 70 24
Eker Bermuda Otel : Çuğra Mevkii Tel: 0(266) 845 51 55
Ener Otel Çuğra MevkiiTel: 0(266) 835 12 56
Otel Zeki Yalı Mahallesi Tel: 0(266) 835 74 30
Gül Plaj OtelÇuğra MevkiiTel: 0(266) 835 19 47
Yücel OtelÇuğra MevkiiTel: 0(266) 835 13 07
Acet Otel Çuğra Mevkii Tel: 0(266) 835 18 81
Hülya MotelÇuğra Mevkii Tel: 0(266) 835 12 15
Eren Motel Çuğra Mevkii Kumlu Yalı Tel: 0(266) 835 10 51
Kafkas Motel Çuğra Mevkii Yalı Mahallesi Tel: 0(266) 835 15 56
Rüyam Motel Çuğra Mevkii Tel: 0(266) 835 12 00
Tanova Otel ErdekTel: 0(266) 835 26 85
Rüyam Motel ErdekTel: 0(266) 835 39 10
Hotel Benan Ocaklar Mevkii Tel: 0(266) 847 51 51
Ay Kamping Erdek Tel: 0(266) 835 48 82
Hotel Kırtay Tatlısu Köyü Tel: 0(266) 838 10 44